Gönderi

Vit­rinlerin optik hareketliliği, aynı zamanda hep bir engelleme olan he­saplanmış pırıl pınl seyirlikleri, alışverişin bu duraksama-valsi, metanın değiş tokuştan önceki yüceltilmesinin konak dansıdır. Nesneler ve ürünler vitrinde görkemli bir sahnelemeyle, kutsayıcı bir gösterişle sunulur (reklamda da olduğu gibi bu salt ve basit bir bildirme değil, G. Lagneau’nun dediği gibi bir değerli kılmadır). Sahnelenen nesnelerin taklit ettiği bu simgesel armağan, sunulan nesne ve bakış arasındaki bu simgesel ve sessiz değiş tokuş hiç kuşkusuz gerçek, ekonomik değiş tokuşa, mağazanın içine davettir. Ama zorunlu olarak da değil ve her halükârda vitrin düzeyinde kurulan iletişim her yönüyle bireylerin nesnelerle iletişimi olmaktan çok; aynı nesnelerin seyredilmesiyle değil, ama aynı nesneler sisteminde aynı göstergeler sisteminin ve aynı hiyerarşik değer kodunun okunması ve tanınmasıyla tüm bireylerin kendi aralarında kurdukları genelleşmiş bir iletişimdir. İşte her an, her yerde, sokaklarda, duvarlarda, metro koridorlarında, reklam panola­rında ve ışıklı tabelalarda vuku bulan bu alıştırma, bu terbiye etmedir.
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.