Gönderi

Oda 402/ 80000 Ruh, 80000 İnilti
Nasıl olduysa içlerinden biri beni fark etti. Artık onlara görünüyordum. Rüyada duyulan o emniyet hissi bir anda siliniverdi, kaderimle baş başaydım. Gözleri araba farı gibi yanıp sönen köpek, adrenalinle dolmuştu ve bana doğru koşar adım geliyordu. Deli gibi tırmanıyordu tepeye. Diğerleri de hemen arkasındaydı. Giderek yaklaşıyorlardı. Leziz bir yemek gibi görünmüştüm belki de gözlerine ya da intikamlarını alabilecekleri şahane bir hedef tahtası! Bir ordu gibi geliyorlardı. Son anda şahlanan atlar gibi, hedefine kitlenmiş birer roket gibi. Beni parçalamak için, etimi lime lime koparıp yemek için ant içmişler gibi. Geliyorlardı. Evet, çok yakınlardı. Ve ben bir milim bile kımıldayamıyordum yerimden. Kaçıp gidemiyordum. Her şeyin sonu gelmişti artık. Bedeli ben ödeyecektim. Patilerin yerini yırtıcı pençeler almıştı. Salyaları iştahla akıyor, dişleri mızrak gibi parlıyordu. İşte gelmişlerdi, demek ölüm insana böyle gelirdi...
Sayfa 162 - Şule YayınlarıKitabı okudu
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.