"Donuk ve hiç renksiz
Bir sessizlik oldu dünya,
Nerdeyse kopacak kendi içimden
O büyük çığlar gibi...
Ölü bir aydınlık kusuyor eşya
Yaşıyoruz hep birden
Korkunç toparlanışında
İnsanı inkâr eden
Saatlerden birini...
Ne kadar uzağız şimdi birbirimize
Sanki öldük, aramıza
Varlığın yabancı yüzü girdi.
Bir kedi ve üstünde gerindiği duvar
Kendi yüzümde dolaşan elim
Komşu bahçede beyazlara sarılmış
Ürperen çınar
Hepsi birbirinden uzak
Hepsi kendi sessizliklerine bürünmüş
Bir kumaş gibi onu yırtarak
Geliyorlar bana
Geliyorlar bu tek ânıma
Yüklenmek için...
Güneş öldü, dünya artık bizimdir
Diye haykıran ve sonra
Kırık ayna uykularına
Dalan hayaletler olduk.
Geliyorlar hepsi, her şey, simsiyah bir gemi
Geliyorlar korku denizlerinden
Üstümüze doğru
Ve durmadan arıyor bir kıyamet telâşında
Vapur düdükleri can kurtaran seslerini..."
Sayfa 134 - Dergâh Yayınları, 11.baskı-Ekim 2011Kitabı okudu