Sözlerimizin mızrağını sokuyoruz göğüslerine... Sesimizin uğultusunda boğuyoruz cılız yalvarışlarını... Dişlerimizin arasında öğütüyoruz utangaç gözlerini... Dudağımızla parçalıyoruz sessiz masumiyetlerini...
Hadi itiraf et sen de: Arkadan çekiştirdiğin kardeşini Yûsuf gibi kuyuya itmekte değil misin?