Gönderi

494 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Olasılıksız
Günlük yaşantımızda karşılaştığımız her şey “kader” midir? Yoksa verdiğimiz kararların, hür irademizin bizi sevk ettiği bir yol mudur? Şans oyunlarında sürekli kazananlar sadece bizden daha şanslı oldukları için mi kazanırlar? Yoksa bunun farklı bir açıklaması var mıdır? Bilinçaltının hayatımızdaki önemi nedir? Her şey mi, hiçbir şey mi? İşte bahsetmek istediğim kitap bu sorulara kesin olmasa da bir cevap vermeyi, en azından bizi bunlar hakkına düşündürmeyi başarıyor. Adam Fawer’in “Olasılıksız”ı (Improbable), olasılık, şans, kader, ya da tesadüf diye düşündüğümüz kavramların aslında matematikçilerin kafalarını on yıllardır meşgul eden önemli problemler olduğunu sürükleyici bir hikâye içinde anlatıyor. Ve bu kavramların hiç de düşündüğümüz kadar basit olmadığını gösteriyor. Kitapta, başlangıçta birbirinden alakasız görünen kişilerin zamanla çakışan kaderleri ve amaçları anlatılıyor. Kitabın ana karakteri David T. Caine isimli bir istatistik profesörü ve matematik dâhisi. Fakat kitabı renklendiren tek özelliği istatistik uzmanı olması değil, aynı zamanda şizofreni teşhisi konmuş bir poker bağımlısı olması. David, göz açıp kapayana kadar oyunla ilgili birçok kesin olasılık hesabı yapabilmektedir. Bu sayede genelde kazanır ve Manhattan’ın poker salonlarında oldukça ünlüdür. Fakat bir gün kaybetme ihtimali 1/26757 iken, yani neredeyse imkânsızken, 14000 Dolar kaybeder, bunun üzerine aldığı kararlar da hayatını değiştirir. “Olasılıksız”, yazarın ilk kitabı ama ben Dan Brown gibi birden parlayacağını düşünüyorum; Dan Brown’u örnek gösteriyorum çünkü o da genelden farklı tarzdaki kitaplarıyla insanları büyülemeyi başarmıştı. Aslında Adam Fawer’ın tarzı da Dan Brown’a çok benziyor. Üzerinde önceden pek düşünmediğimiz, hatta adını bile duymadığımız ilginç konular hakkında küçük ve ilginç detaylar vererek insanı kitaba adeta âşık ediyor. Öyküyü anlatırken sadece kahramanının yaptıklarını değil, bildiklerini de bizimle paylaşıyor ve bunu basit bir dille herkesin anlayabileceği şekilde yapıyor. Aynı Da Vinci şifresindeki Robert Langdon’un kutsal kâseden bahsetmesi ya da dersinde öğrencilerine etrafımızdaki tarihi yapılarda bulunan gizli işaretlerden ve mimarı yapılarının öneminden ayrıntılar vermesi veya Melekler ve Şeytanlarda Vatikan’ın küçük sırlarını ifşa etmesi gibi. Ama dediğim gibi konu bu sefer Pierre Simon de Laplace’in olasılık kuramı ve “Laplace’in Şeytanı” diye bilinen bir teori. Şizofreni, nedenleri, olasılık tahmini ve olasılık teorisi hakkında bilimsel bilgiler oluşturuyor, bu kitaptaki poyansiyel bilgi dağarcığımızı... Size küçük bir örnek; tıbbın, bu derece ilerlemesine rağmen, dünyadaki epilepsi hastalarının %75’inin neden nöbet geçirdikleri, hatta epilepsi olup olmadıkları hakkında bile en ufak bir fikri yokmuş... Olasılıksız, olasılıkları hesaplamayı ve an az hata payı içereni seçmek ile seçmemek arasında düşünmeyle; şans faktörünün ne derece kişiye bağlı olduğuyla ilgili hafif derecede bilimkurgu içeren bir kitap. Tek bir hareketin bile insan hayatında ne kadar büyük bir değişikliğe neden olacağını fark ettiriyor insana ve tesadüflerin aslında bizim yanılgımızdan başka bir şey olmadığını... Ve biraz da insanı kelebek etkisi gibi modern kaos teorilerini araştırmaya sevk ediyor. Dan Brown’un kitaplarından zevk alanlara kesinlikle öneriyorum, tek solukta, zevkle okunan sürükleyici bir roman çıkarmış ortaya Adam Fawer. Açıkçası yeni kitaplarını merakla bekliyor olacağım.
Olasılıksız
Olasılıksız
Adam Fawer
Adam Fawer
Olasılıksız
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202386,5bin okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.