Gönderi

Evet, insan bazı durumlarda dünyada baskı ve engelleme olmasa neler olabileceğini biliyordu, insanların kapasitelerini kesin olarak görüyordu; o kapasitenin bütün gücüyle kullanılmaması için de birinin -ben mesela, bu durumda benden başka kim olabilirdi- o kişiyi vazgeçirmesi ya da engellemesi gerekiyordu. Her durumda kendisi ya da bir başka muhafız -yetkililer ya da yasalar, içgüdü, ay, fırtına, korku, havada sallanan kılıç, görünmez gözcüler- durdurmadığı takdirde neler olacağı konusunda kesin bir kanıya sahip olması, Tupra'nın gerekiyorsa, kendi ölçütlerine göre uygun olan buysa ibret verecek önlemler alması için yeterliydi. "Dünya böyle," derdi birçok olay ve durum karşısında: ihanet ve sadakatle, endişe ve kalp çarpıntısıyla, ani değişimler, baş dönmesi, bocalama, azap ve istemsiz belalarla, sıyrık, ıstırap, ateş ve onmaz yarayla, dertlerle ve hepimizin irademiz tarafından yönetildiğimiz, en azından irademizin müdahale ettiği zannıyla attığımız sonsuz adımlarla karşılaştığında. Önlemek cezalandırmak ve asla ciddi bir tehlikeyi göze almamak, her şey ona normal, hatta bazen rutin gelirdi; yeryüzünün tutku, sevgi, nefret ve kötü niyetle dolu olduğunu ve çoğu kez insanların ne birinden ne diğerinden kaçınabildiğini, ayrıca bunlar yanmaları için gerekli fitil ve yakıt, aynı zamanda sebep ve kıvılcım olduğundan kaçınmak da istemediklerini gayet iyi bilirdi. Bütün bunlar için bir güdüye, amaca, sonuca, sebebe, minnete, hakarete ihtiyaç duymadıklarını, en azından her zaman duymadıklarını ya da Wheeler'ın ifadesiyle "ihtimallerini damarlarında taşıdıklarını, o ihtimalleri gerçekleştirmelerinin sadece zaman, dürtü ve koşullara bağlı olduğunu" da biliyordu. Muhtemelen bu sert, bazen merhametsiz ya da sadece pratik eğilimi, dünyanın onun boyun eğdiği ya da adapte olduğu çeşitli hallerinden biri olarak görüyordu; bu düşüncesiz, amansız ve kararlı (ya da tek bir düşünceye, ilk düşünceye bağlı) tutum da dünyanın zaman içinde ve hiçbir yerde değişmeyen halinin bir parçasıydı ve onu sorgulamak için bir neden yoktu, tıpkı uyanıklık ve uykuyu, işitme ve görmeyi, nefes almayı, yürümeyi ve konuşmayı, besbelli "böyle ve hep böyle olacak" şeyleri sorgulamaya gerek olmadığı gibi.
Sayfa 258 - VI GölgeKitabı okudu
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.