Yaz köşkünün kapı eşiğinde dururken cebimden o gün bulduğum çakılı çıkarıp Katya'ya verdim.
"Ah, teşekkür ederim, beyefendi. Unuttunuz diye korkmuştum."
Taşı kese biçimindeki çantasına, ötekilerin yanına koydu, elindeki büyük çantaya attı. "Bana dünyayı vermekte olduğunuz hiç aklınıza gelmiş miydi... parça parça olarak?"
"Umarım bu armağanın büyük değeri sizi boyunduruk altında bırakmaz."
"Bırakan armağanın değeri değil. Ardındaki niyet. Niyetleriniz boyunduruk altında bırakacak türden mi?"
"Pek yakın."