Yaz köşkünün kapı eşiğinde dururken cebimden o gün bulduğum çakılı çıkarıp Katya'ya verdim.
"Ah, teşekkür ederim, beyefendi. Unuttunuz diye korkmuştum."
Taşı kese biçimindeki çantasına, ötekilerin yanına koydu, elindeki büyük çantaya attı. "Bana dünyayı vermekte olduğunuz hiç aklınıza gelmiş miydi... parça parça olarak?"
"Umarım bu armağanın büyük değeri sizi boyunduruk altında bırakmaz."
"Bırakan armağanın değeri değil. Ardındaki niyet. Niyetleriniz boyunduruk altında bırakacak türden mi?"
"Pek yakın."
İlk bakışta bir “aşk hikayesi” gibi gelse de okudukça konunun sadece bu olmadığını anlıyorsunuz. Sayfalar ilerledikçe artan temposu ve merak duygusu kitabı elinizden bırakmanızı engelliyor. Çok başarılı bir psikolojik roman.
Katya'nın YazıTrevanian · E Yayınları · 20171,758 okunma
''Klasik (Newton) fizikte, uzay ve zaman birbirinden bağımsız iki ayrı mutlak kavramdır. Oysa görelilik kuramında, bu iki ayrı (bağımsız) kavram yerine, üç boyutu uzay bir boyutu zaman olmak üzere, dört boyutlu ''uzay-zaman'' kavramı getirilmiştir.
Farklı referans sistemlerinde, birbirlerine göre hareket eden gözlemciler, mutlak bir kavram olan ''uzay-zaman'ı'' algılarken, birbirlerinden farklı olarak ''uzay'' ve ''zaman'' bileşkelerine ayırırlar. Kurama ''görelilik'' sıfatının yakıştırılmasının nedeni budur. Burada sözü geçen zaman, saatlerin kaydettiği fiziksel zamandır. Psikolojik zaman algılaması ile karıştırılmaması gerekir.''
Yazar, ''psikolojik zaman algılaması ile karıştırılmaması gerekir'' sözü ile;
"elinizi bir dakikalığına sıcak bir fırının içine sokun, sanki bir saatmiş gibi gelir. güzel bir kızla bir saat kadar zaman geçirin, bir dakikaymış gibi gelir. görelilik budur."
diye tanımlayanlara böyle bir hataya düşmemelerini, Einstein'in mezarında ters döneceğini ima ediyor.
Platon, Aristo döneminden, Kopernik, Newton, Einstein ve günümüze uzanan süreci derli toplu anlatan, harika bir kitap.
Kitap adım adım, insanın Evren'i kavrama çabasını, kazanımlarını, yer yer teknik konulara da girerek kronolojik olarak anlatıyor. Evren'in nasıl oluştuğuna dair ilk tanımdan alıp, Büyük Patlama Kuramı'na kadar gelerek, kitabın sonlarında da kuramın son halini toparlayarak okuyucusuna sunuyor..
Aynı zamanda bilimin nasıl işlediğini, bilim insanlarının birbirlerinin fikirlerinin üzerine koya koya, her gelenin diğerinin bir açığını kapayarak nasıl ilerlediğini kavramak açısından da güzel bir kitap.
Kısa fakat buna aldanmamak lazım. Derinlemesine anlamak isterseniz her sayfada altını çizip, dönüp araştıracağınız bir konu bulacaksınız.
”Protonlar ile nötronların içindeki kuarkları bir arada tutan kuvvet, mizah duygusu pek gelişmemiş fizikçilerin, İngilizce glue, tutkal sözcüğünden türettikleri ''gluon'' denen parçacık tarafından üretilir.”