"Herkese tanıdık geleceği üzere travmaların en önemli özelliklerinden biri onu anlatma ya da açığa çıkarma ķonusundaki yetersizliğimizdir. Sadece kelimeleri kaybetmeyiz, aynı zamanda hafızamızla da ilgili kayıplarımız vardır. Travmatik bir olay sırasında, düşünce süreçlerimiz öyle
dağınık ve düzensiz hâle gelebilir ki asıl olaya ait anıları fark edemez oluruz. Bunun yerine anlarımız, görüntüler, bedensel algılar ve kelimeler hâlinde içimizde bir yerlere dağılır ve bilinçaltımızda depolanır. Sonra herhangi bir seyle, hatta asıl
deneyimi uzaktan andıran bir tetikleyici ile aktif hâle gelir Bir defa tetiklendiğinde, âdeta görünmez bir geri sarma tuşuna basılmış gibi asıl travmanın özelliklerinin günlük yaşamlarımızda yeniden canlanmasıa neden olur. Bilinçsizce,
kendimizi belirli bazı insanlara, olaylara veya durumlara geçmiși yansıtan o tanıdık, eski yollarla benzeri tepkiler verirken bulabiliriz."