“ Bütün bir halkın bir kahramanda kişileştirilmesi de yeterince anlaşılabilir bir durumdur, çünkü gelişmemiş zihin her türlü eylemi sadece bir bireye atfeder.”
Benim hikâyemde görüldüğü gibi, anne-çocuk bağıda erken kopma ve kesintiler bizlere henüz gebe kalınmadan çok önce başlayabilmektedir. Etkileri ise bilinçaltımızda kalmakta ve reddedilme veya terk edilme duygularıı anmsatan olaylarla tetiklenebilen somatik bellek olarak bedenimizde yaşayabilmektedir
Bu meydana geldiğinde kendimizi kendimizle tamamen uyumsuz hissedebiliriz. Düşüncelerimiz çok baskın, bunaltıcı hâle gelebilir ve bedenimize akan duygular sebebiyle kendimizi bunalmış hatta korkmuş hissedebiliriz. Travma çok önce gerçeklestiği için genellikle bizim bilinçli farkındalığımızn ötesinde bir yerlerde sakhı kalmış hâldedir. Bir sorun olduğunu biliriz ancak "ne olduğu" yla ilgili kısmıı anımsayamaz, tanımlayamayız. Bunun yerine, kendimizde sorun
olduğunu zannederiz, içimizde bir şeyin "bozuk veya eksik" olduğu kanısıa varırız. Korku ve endişe duyduğumuzda kendimizi güvende hissetmek için sıklıkla çevremizi kontrol etmeye çalşırız. Bunun sebebi küçükken yok denecek kadar az miktarda kontrolümüzün olması ve hissettiğimiz yoğun duygular için güvenli bir yer yok gibi görünmesinden kaynaklanır. Bu modeli bilinçli bir biçimde değiştirmediğimiz sürece bağlanma sorunları nesiller boyu birbirine aktarılarak
devam edecektir.
“ Başımıza gelen her şeyin bir sebebi vardı, biz onun görünür önemini fark etsek de edemesek de bu böyleydi. Hayatımızdaki her şey en nihayetinde bizi bir yere sürüklüyordu.”
"Herkese tanıdık geleceği üzere travmaların en önemli özelliklerinden biri onu anlatma ya da açığa çıkarma ķonusundaki yetersizliğimizdir. Sadece kelimeleri kaybetmeyiz, aynı zamanda hafızamızla da ilgili kayıplarımız vardır. Travmatik bir olay sırasında, düşünce süreçlerimiz öyle
dağınık ve düzensiz hâle gelebilir ki asıl olaya ait anıları fark edemez oluruz. Bunun yerine anlarımız, görüntüler, bedensel algılar ve kelimeler hâlinde içimizde bir yerlere dağılır ve bilinçaltımızda depolanır. Sonra herhangi bir seyle, hatta asıl
deneyimi uzaktan andıran bir tetikleyici ile aktif hâle gelir Bir defa tetiklendiğinde, âdeta görünmez bir geri sarma tuşuna basılmış gibi asıl travmanın özelliklerinin günlük yaşamlarımızda yeniden canlanmasıa neden olur. Bilinçsizce,
kendimizi belirli bazı insanlara, olaylara veya durumlara geçmiși yansıtan o tanıdık, eski yollarla benzeri tepkiler verirken bulabiliriz."