Burada, bir filmden öğrendiğim bir benzetmeyi özellikle anlatmak istiyorum.
Filmde üç kardeşin en küçüğü bir hastalığa yakalanır, çocuk ölecektir. Diğer çocuklar, babalarına kardeşlerinin başına ne geleceğini, ölümün ve kabrin ne olduğunu sorarlar.
Baba eline bir eldiven giyer. Parmaklarını oynatır, eşyaları tutar. Sonra eldiveni çıkarır ve masaya bırakır. Eldiven masada hareketsiz kalakalmıştır. Ancak babanın parmakları hala hareket edebilmektedir. Eldiven, insan bedenini, parmaklar ise ruhu temsil etmektedir. Ölüm anında ruhla beden ayrılır. Beden cansızlaşır. Nefes almaz, duymaz, soğuğun ve sıcağın farkında değildir. Ruh ise ruhlar alemine alınmıştır ve varlığını sürdürmektedir. Bu gerçek, bize kabrin yüzünü aydınlatır.