Ortaçağ, insanların yakıldığı ateşlerle aydınlanan tek çağ olmamıştır. Ortaçağda sadece dini nedenlerle değil, siyasi nedenlerle de insanlar yakılırdı; Jeanne d’Ark’ın duruşması ve mahkûmiyeti buna bir örnek teşkil eder. Papaz Dolcino gibi sapkınlar da birçok küçük çocuğa (sayısının 200 olduğu söylenir) tecavüz edip öldüren Gilles de Rais gibi katiller de yakılır.
Ancak ortaçağın “resmi” bitişinden 108 yıl sonra Roma’da, Campo dei
Fiori’de Giordano Bruno’nun yakıldığını ve Galileo’nun mahkeme tarihinin de 1633 yani modern çağ başladıktan 141 yıl sonra olduğunu hatırlamak gerekir. Galileo yakılmaz, ama dini sapkınlıkla suçlanan Giulio Cesare Vanini 16I3’te Toulouse’da ve Manzoni’nin bize anlattığı üzere Giangiacomo Mora veba yaydığı suçlamasıyla 1630’da Milano’da yakılır.
Engizisyon (ve büyücülüğün nevrotik fenomenolojisiyle kadın düşmanlığı ve bağnaz karanlığın vahşi tanıklığı) konusunda en acımasız rehber olan, Kramer ve Sprenger’in korkunç Malleus maleficarum [Cadıların Çekici] eseri 1486 yılına aittir. Ayrıca cadılara uygulanan en amansız zulüm ve yakılarak öldürülme olayları Rönesans’tan itibaren gerçekleşmiştir. (Sayfa: 28)
*