Nermin Yıldırım 'ın okuduğum üçüncü kitabı. Kitabın ana karakterleri Behiye ve Suad. Başta bu iki karakteri kardeşten çok birbirine veda etmiş birer sevgili sanmıştım.
Kitabın bir diğer ana karakteri ise bir yayınevi yönetmeni olan Rıdvan.
Kitap Rıdvan'ın evine gizlice giren kim olduğunu öğrenmeye çalışırken başlıyor. Devamında ise geçmişe giderek o ana nasıl geldiklerini anlatıyor.
Olay Rıdvan'ın masasına bırakılan gizli mektuplar ile başlıyor. Suad ile Behiye'nin 1930'lu yıllarda yaşadığı zorlu hayatı, birbirlerine yazdıkları mektupların okunması ile devam ediyor. Mektupları okurken birnevi Rıdvan siz oluyorsunuz. Mektupları masaya, eve, ofise bırakan acaba kim diye düşünmeye başlıyorsunuz.
1930lu yıllarda ülkede yeni bir rejim olan Cumhuriyet konu alınırken, diğer yanda Alman Nazi Partisinin Yahudiler üzerinde yaptıkları zulümleri konu alıyor. Ayrıca İspanya'da Franko'ya karşı savaşan partizanlara da değiniyor.
Nermin Yıldırım bu kitabında olay örgüsünü merak üzerine kurmuş, geçmiş ve gelecekteki insanın kaderine değinmiş. Kitabın sonu ise hiç beklemediğimiz bir şekilde sona eriyor.
Keyifli okumalar dilerim...
