Gönderi

"HİÇBİR şeyin önemi yoktu. İstediği kadar rüzgarlar essin, fırtınalar kopsun, yıldırımlar düşsün. Boşunaydı. İnsanın hayatında bir an gelirdi ki, değerli bildiği ya da öyle diye bellediği bütün ölçüler yitip en şeyi d i? Ne ol düzenden, inançlardan, bağlardan kopmuş, uzaklaş- giderdi. İnsanoğlu bir başına kalakalırdı. Alışılmış Hayatını yeniden kurar, yeniden bir kişilik kaynana bugün edinmeye başlardı. Şimdi Nuri uçsuz bucaksız bir miş... kta dola boşlukta duyuyordu kendini. Nereye dönce tutuna- istedi. cak yer yoktu. Elini ne yana uzatsa bir şeye dayanamıyordu. Çevresi sonsuz bir yokluktan ibaretti. Yal- nız o yokluğun ötesinde bir insan vardı. Anlamla- gibi rin topunun onda bulunduğu, onda birleştiği bir Ş veriy varlık. Etrafında bir şey görmüyor, duymuyordu. ma Yaşamıyordu neredeyse. Etten kemikten kurul- muş bir insan çatısı altında Nuri diye bilinen bir insan vardı. Yıllardır alışageldiği işleri, ödevleri yerine getiriyordu. Ama yaşamıyordu. Nefes alı- yor, konuşuyor, ama şu yeryüzünde yoktu, yitip gitmişti."
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.