Gönderi

Cadı inancı, 16. yüzyılda Şeyhülislam Ebussûud Efendi’yi çok yormuş bir konu gibi görünmektedir. Öyle ki Selanik’teki bir hortlağın her gece birinin ölümüne sebep olduğuna dair şikâyetlerden sonunda pes eder (Aycibin, 64) ve Evliyâ’nın da detaylı bir şekilde anlattığı karna kazık saplama, baş kesme, yakma gibi metotların önünü açmak zorunda kalır. 17. yüzyılda, bu kez Edirne’de geçen iki cadı olayı, kadının uygulamalarla ilgili olarak telaşla merkezden yardım istemesine sebep olmuştur (Aycibin 66). İki yüzyıl sonra, devletin resmî yayın organı, Takvîm-i Vekâyi’nin 6 Ekim 1833 tarihli nüshasında bu kez Bulgaristan’ın Tırnova kazasında yaşanan bir cadı avı haber konusu edilmiştir. Bu olaydaki hortlaklardan kurtulmak için resmen görevlendirilen bir gayrimüslim olan cadıcı Nikola, Evliyâ Çelebi’nin Kafkaslar’daki oburları anlatırken sözünü ettiği “obur tanıtıcı”, “cadı sihirbaz bilici” mesleğindendir
Sayfa 29
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.