Gönderi

Bir şair ile bir mistik arasında son derece büyük bir fark vardır. Şair bir süreliğine kendini mistiklerin de içinde bulunduğu o boşlukta bulur. Bu ender anlarda üzerine gül yaprakları dökülür. Nadiren olmakla birlikte neredeyse bir Gautama Buddha gibi hisseder. Bu ender anlar gelir ve giderler. Şair o anların efendisi değildir. “ Eğer şairler sadece belli yansımalara ulaşabilmelerine rağmen bu kadar fazla güzellik ve şiir yaratabiliyorlarsa ve sözcükler onlar tarafından dokunduklarında canlı hale geliyorlarsa, mistikler neden onlara benzer şiirler üretemiyorlar?” Benim deneyimime göre, eğer bir dilenci bir altın madeni bulursa şarkı söyleyip dans edecektir ve sevinçten çıldıracaktır. Ama bir imparator böyle yapmaz. Şair arada bir imparator olur. Bu nedenle onu sürekli gerçekleşen bir şey olarak göremez. Ama mistik evrensel bilinçle sadece bir an için birleşmiş değildir. O tamamen o bilinçle bir olmuş haldedir ve bu birleşmenin artık geriye döndürülmesi imkansızdır.
Sayfa 86 - Omega YayıneviKitabı okudu
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.