John Ruskin bu eserini öncelikle gençleri ilerleyen hayata hazırlayabilmek için nasıl bir eğitim verilmesi gerektiğini, kendine ve dünyaya faydası olabilecek bir birey olması için ne tür bilgilere sahip olması gerektiğini ve bu bilgileri nereden öğrenebileceğine dair sorulara cevaplar bulmaya çalışmıştır. Eser aslında bir konferansında geçen konuşmaların yazıya dökülmesi şeklinde oluşturulmuştur. Ruskin “Susam ve Zambaklar” adını verdiği bu eserinin “Susam” kelimesini kitaplara, “Zambak” kelimesini ise kadınlara benzetmiştir. “Susam” bölümünde bir insanın eğitim yönünden kendini geliştirmesinin alanında uzman kişiler tarafından oluşturulan edebi eserlerin özümsenerek okunması ile edinebilecekleri düşüncesindedir. “Zambak” bölümünde ise kadının aile ve toplum içindeki bulunduğu yeri ve bulunması gereken yeri anlatmaya ve göstermeye çalışmıştır. Kadının toplum içindeki sosyal statülerindeki değişimlere ve bu değişimlerden ve eklenmelerden kaynaklanan yüklerinden bahsetmiştir. John Ruskin, hayatına bakıldığında 1800’lü yıllardaki şartlara göre babası eğitim yönünden kendini geliştirmiş; kültürlü olarak nitelendireceğimiz özelliklere sahip biridir. Bu yönünü oğlunu geliştirebilmek için de kullanmış ve onun kendini sadece eğitim alanında geliştirmesine değil aynı zamanda iyi bir birey olabilmesine de olanak sağlamıştır. Annesi ise hem dini anlamda hem de ruhsal anlamda yaratıcı olmasını sağlayacak şekilde bir çocukluk geçirmesini sağlamıştır. Çocukluğunda aldığı tüm bu olumlu ve değerli yaşantı sayesinde Ruskin, ilerleyen yaşlarında kazandığı akademik başarıları, verdiği konferansları ve yazdığı yazılarında bunları yansıtmıştır. Ruskin’in eserlerine bakıldığında da sanat, ahlak ve dinin iç içe olduğunu görebiliriz. Bu kitabında yazar özetle önemli insanların yazdıklarının ve söylediklerinin uzun bir süre tam olarak anlaşılamayacağını; bu kişiler hakkındaki düşüncenin zaman zaman önyargıdan öteye geçemeyeceğini ancak bu düşüncelerin de bunların aslını oluşturmadığının fark edileceğini ifade ediyor. Gerçekte fikirlerinin değerli olmadığını ya da yanlış olduğunu düşündüğümüz kişileri de eleştirmekten korkulmaması gerektiğini ve her ne olursa olsun doğruların söylenmesi gerektiğini tavsiye etmiştir. Ve şöyle demiştir: “Nadasa bıraktığın toprağı sür; ve tohumlarını dikenlerin arasına ekme şeklindeki emre itaat etmekle işe başlamalısınız.”.

Susam ve ZambaklarJohn Ruskin · Doğu Batı Yayınları · 2016956 okunma

·

47 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Eylül Durmaz