Gönderi

Batı toplumlarında bu tartışmalı alanla uğraşan ayrıksı bir kurum vardır: Kurmaca. Modern çağın başlarında kılı kırk yaran ahlâki söylemler sorununa bir yanıt olan kurmaca, gerçeği temsil etme iddiasından vazgeçmiş ama aynı zamanda temsili işlevinin tam olarak ne olduğu sorusunu da askıda bırakmıştır. Hume'un yazdığı gibi, "meslekten yalancı olsalar da, şairler her zaman kurgularına bir hakikat havası verme gayretine girer," bu yüzden yalanın epistemolojisi, ahlâkı ve pragmatiğini incelemek açısından kurmacanın ayrıcalıklı bir alan olması şaşırtıcı olmasa gerektir. Zaten olması gerektiği gibi, yalanın inceliklerini, karmaşıklığını ve ironilerini en açık gösterenler yazarlardır.
Sayfa 46 - Ayrıntı Yayınları, İstanbulKitabı okudu
·
123 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.