Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu yeni kavram Martin’i sürekli olarak hayran bırakıyordu ve Martin kendisini hep yeryüzünde ve güneşin ötesinde olan şeyler arasındaki ilişkileri izlemekle meşgul buluyordu En ilişkisiz görünen şeylerin arasında yakınlık kurmayı başarana kadar rahat edemiyordu; aşk, şiir, deprem, ateş, çıngıraklı yılan, gökkuşağı, değerli taşlar, canavarlar, gün batımları, cinayet, sevgi, kaldıraçlar, tütün... Böylece evreni birleştiriyor ve ellerinde kaldırarak ona bakıyordu. Ve bilgisi arttıkça, evrene, yaşama ve tüm bunların içindeki kendi yaşamına tutkuyla hayran oluyordu. Odasına döndüğünde, "Sersem!" diye bağırdı aynadaki görüntüsüne “Yazmak istedin, yazmayı denedin ve hakkında yazacak hiçbir şeyin yoktu. Ne vardı içinde? Çocuksu, yarı pişmiş birkaç düşünce, birçok özümlenmemiş güzellik, bir büyük kara cehalet yığını, taşana kadar sevgiyle dolmuş bir yürek, aşkın kadar büyük ve cehaletin kadar boş bir tutku. Ve sen yazmak istedin! Sen daha yazacak bir şeyler edinmeye başlamanın eşiğindesin. Sen güzellik yaratmak istedin, ama güzelliğin doğası hakkında hiçbir şey bilmezken nasıl yapabilecektin bunu? Yaşamın temel niteliği üzerine hiçbir şey bilmeden yaşam üzerine yazmak istedin. Ama neşelen oğlum Martin, yine de yazacaksın. Azıcık biliyorsun ve şimdi daha çok öğrenmek için doğru yoldasın. Eğer şansın varsa bir gün bilinecekleri bilmeye çok yakın olacaksın. O zaman yazacaksın."
Sayfa 96 - MAVİÇATIKitabı okudu
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.