Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hayır. Sana Sadece Hayranlık Duyuyoruz.
“Annemi kaybettim” diye girdi söze. “Tek çocuktum. Ba­bamla baş başa kalmıştım. Babam beni çok seviyordu, hele an­nem öldükten sonra daha da bağlandık. Ta ki o güne kadar. Akşam eve geldi babam, bana sarılarak kucağına aldı ve öptü, ilk defa bu kadar fazla sarılıp öpüyordu. Babamın beni sevme­si hoşuma gidiyordu ancak altımda bir sertlik hissetmeye baş­ladım. Anlam veremiyordum. Babam ise sürekli beni kucağın­da oynatıyor, yüzü garip şekillere giriyordu. Birden yüzünde bir rahatlama ifadesiyle beni kucağından indirdi. Güzel kızım seni her gün böyle seveyim mi, dedi. İlk defa yaptığı bu sev­me şekline anlam verememiş, korkmuştum. Daha önceleri sa­çımı okşar, koklardı çünkü. Severken bu defa farklı sevmişti. O gün geçti; artık haftada beş-altı defa beni bu şekilde sevi­ yordu. Artık istemiyordum. Okula gidiyor, hep bunu düşüyor­dum. Kimseye söylemedim. Arkadaşlarımdan uzaklaştım, ar­tık dersleri dinlemiyor, hatta okula gitmiyordum. Sürekli bu­nu düşünüyordum. Zaten akrabalarımız da pek yoktu. Sade­ce bir teyzem vardı, o da Samsun’daydı. Bir de Sakarya’da yaşa­ yan bir amcam vardı. İkisi de bekârdı. Günler, derdimi kimse­ ye söylemeden bd şekilde geçip gidiyordu. Bir ay sonra bir ak­şam aynı şekilde severken birden cinsel organını çıkarıp ‘Bak, güzel mi, sevdin mi’ dedi. Titredim, hiçbir şey diyemedim. Bir­den ağladım. O gün ne olduğunu anlamıştım artık. Nasıl an­ladım bilmiyorum ama anlamıştım. Çünkü annem hayattay­ken çıplak olmanın hem de cinsel organların olduğu bölgenin ayıp olduğunu söylerdi. Oradan biliyordum. Hayır istemiyo­rum deyip odama kapandım ve ağladım. Birden odama gele­rek, canım kızım yanlış anladın, öyle değil, diyerek beni tesel­li etti. Ben, ‘Bir daha yapma öyle’ diyordum hıçkırarak. Ancak arkamdan sarılmış, yine o sertliği bana hissettiriyordu. O gece hiç uyumadım, hep ağladım. Ertesi gün okula gitmedim, o be­ ni okula gidiyor diye biliyordu. Sanayide demir işi yaptığından sabahları 6’da evden çıkıyordu. Akşamları ise sarhoş dönüyor­du. Bir gece uyurken birden üzerimde bir el gezindiğini fark ettim, korkumdan uyanmadım. Tam üzerimi soyarken birden uyandım ve ne yapıyorsun diyerek ağladım. O, kızım üzerin açılmış hasta olacaksın, derken dudağımdan öpmeye başladı; nefes alamıyordum. Gücüm de yetmiyordu. Üzerimden attım ve git diye bağırdım sadece. Hemen çıkıp gitti. Ağlayarak saba­ha kadar uyumadım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Gün boyu evde ya titriyor ya da ağlıyordum. Ya bir şeyler yapmam lazım­dı ya da bu duruma alışmam. Artık olayın ne olduğunu, onun beni sevmediğini, sadece taciz ettiğini anlamıştım. Beni kızı olarak görmüyordu. Bu düşüncelerle uyumuşum. Birden gö­ beğimde bir elle uyandım, yine oydu. Kâbus gibi çökmüştü ar­tık üzerime. Akşam saat ıo’du. Bir şey demedim, yatağıma geç­tim; arkamdan geldi. Kurtulamıyordum. Birden dönüp duda­ğından öptüm 'Yarın gece olsun’ dedim birden, ağzımdan çı­kıverdi. ‘Bugün hastayım' dedim. O da, tamam deyip gitti oda­sına. Zaten çok içmişti. Kendime inanamıyordum. Nasıl böy­le bir şey söylemiştim ama olmuştu işte, kendimi 50 yıl yaşlan­mış gibi hissediyordum. Ertesi gün akşama doğru ne yapaca­ğımı düşünürken evimizin hemen karşısındaki kırtasiyeye gi­dip en büyüğünden maket bıçağı aldım ve hızlıca eve döndüm. Yattığım odanın kenarında yer yatağı vardı, bıçağı yatağın altı­na koydum. Sanki ben bunları yapmıyormuşum da biri yaptı­rıyormuş gibiydi. Ve akşam oldu. 9 gibi eve geldi, yine içmişti. Kötü kokuyordu. Ama kendindeydi. Ben odama geçtim, hikâye kitabını okurken birden odama girip dokunmaya, öpmeye baş­ladı, ben ne yapacağımı bilmiyordum. Birden ‘Dur bir dakika’ dedim, ‘sen soyun, ben de ışığı kapatayım. Utanırım, hem ben de soyunayım’ dedim. Gözleri hayvan gibi parlıyordu ‘hadi gel’ dedi. Işığı kapattım. O soyunmuştu. Maket bıçağım almalıy­dım ancak karanlık da olsa bana bakıyordu, korkuyordum. He­men gidip yanağından öperek ‘Arkanı dön utanıyorum' dedim. ‘Tamam’ dedi. O anda maket bıçağını sessizce aldım, gündüz­den açmıştım zaten. Sonra arkasına geçerek ‘geldim’ dedim ve o anda birden boynuna sapladım arkadan. Sadece bir ses gel­di ondan ve karşısına geçip izledim. Çok kanıyordu. Yaralıy­dı ama ben ölmesini istiyordum. Hemen koşarak evden çıktım ve evin yaklaşık 500 metre ilerisindeki karakola gittim; sadece ‘babam’ dedim. Ekip arabasıyla beni eve götürdüler ve hemen bir ambulans çağırdılar. Kim yaptı dediler, ben donuktum, sa­dece elimdeki maket bıçağını gösterdim. Ondan sonra anladı­lar ve beni hemen çocuk şube denilen bir yere götürdüler. Ora­ ya bir avukat geldi ve olanları ona anlattım. Bir de psikolog ab­la, ona da olayı anlattım. Durumunu sordum, ölmemiş, ağır yaralanmış ve bir sürü siniri hasar görmüş dediler. Galiba ay­ larca yoğun bakımda yatmış, sonrasında ise sakat kalmış. He­ men seni korumaya alacağız dediler, aldılar da. Hastaneye mu­ayeneye götürdüler. Sonrasında da çocuk mahkemesi ve bura­dayım işte. Onu o günden sonra görmedim, ne oldu bilmiyo­rum. Zaten polisler onu yakaladık dediler.” Y.A bana bunları anlatırken dünya benim için durmuştu, nefes bile almaya korkarak sadece onu dinliyordum. O ise ce­ saretle gözümün içine bakıyordu. Su verdim, dili damağı ku­rumuştu. " Bana acıyorsun değil mi?” dedi "Hayır, sana sade­ce hayranlık duyuyorum” dedim.
Bu kısmı kesemezdim. Biraz uzun belki, okuyanlar atlayabilir. Ancak kitabı okumayanlarım bu alıntıyı okumasını şiddetle tavsiye ederim. Uykumu kaçırdı. -Sigma İnsan
··
657 görüntüleme
ÇALIKUŞU okurunun profil resmi
Bu beni yerle bir etti
Hakan okurunun profil resmi
Bu alıntı yüzünden gece uyuyamadım :(
1 sonraki yanıtı göster
βετül okurunun profil resmi
Şahsen cesaretine hayran kaldım ben...
Hakan okurunun profil resmi
Kalmamak mümkün mü. Bunu şu an şu hâlimle ben yapamam hayatta.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.