Gönderi

400 syf.
7/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Annesinin bile sevmediği bir kız... Ala... Ne sevmiş ne de sevilebilmiş o yaşına kadar. Hayata karşı güçlü bir öfkesi var fakat kendisi, öfkesi kadar güçlü değil; en azından kendisi böyle düşünüyor. Ve normal olmadığının farkında. Psikiyatr psikiyatr geziyor ama hiçbirini beğenmiyor. Herkese aynı davrandıklarını ve sahte olduklarını düşünüyor. Kendisini sevmediklerini, oyunu kuralına göre oynayıp ona tahammül ettiklerini söylüyor. Çünkü kızın asıl istediği, sevilmek ve özel hissetmek... Fakat psikiyatrlardan bunu göremiyor. Zaten onlara başvurma sebebi, "Değişmek için denedim ama olmadı." diyebilmek. Psikiyatr Gülseren Budayıcıoğlu ise son umudu. Çünkü aslında değişimi ve iyileşmeyi gerçekten istiyor. Ama hep alışık olduğu muameleyi görmek için, aşağılanıp kendisine kızılması için olmadık şeyler yapıp doktoru çıldırtıyor. Fakat bir yandan da doktorun diğer doktorlar gibi sahte olmadığını düşünmeye, fark etmeye başlıyor ve "hastalardan biri" diye muamele görmeyip insan yerine konulduğunu düşünüyor. Bu yüzden yaptıklarına pişman oluyor, özür diliyor ama doktor böyle başlayan bir ilişkinin terapi sürecini olumsuz etkilediğini ve verimli sonuçlar elde edemeyeceklerini belirtip kızı yolluyor. Fakat kız oldukça inatçı. Ne yapıp edip kendini affettiriyor, diğer seans için randevu ayarlayabiliyor. Ve değişimin kapısı aralanıyor. Seanslarda Dr. Gülseren Hanım ona türlü türlü hikayeler anlatıyor. Çünkü kız pek konuşma taraftarı değil, zaten konuşmayı hiç beceremediğini söylüyor ama doktorun söylediğine göre düzgün konuşamıyor belki ama çok içten bir anlatımı var. Doktorun anlattığı hikayeler çok ilgi çekiciydi ve Ala'ya kattığı kadar biz okuyuculara da çok şey kattı diye düşünüyorum. Çok farklı bilgiler ve tarihteki bazı ilginç olayları öğrendim. Hakkında detaylı bilgi olmayan Süreyya'dan, Ala'nın güzel ama bir o kadar da tuhaf olan annesinden söz etmek istiyorum. Kitapta kadının ailesiyle ilgili Ala'nın bildiği, anlattığı hiçbir şey yok. Ala'nın babasının onu İstanbul'dan getirdiği biliniyor sadece. Ölene kadar Esma Sultanın, kayınvalidesi, gözüne girmeye çalışmış Süreyya. Çok gururlu ve soğuk duran bu kadının böyle bir çabası bana çok ilginç geldi. Aslında Süreyya karakteri baştan sona ilginç bir karakter. Kitabın sonlarına doğru Ala'nın anlattıkları çok sarsıcıydı. Süreyya, kızı bağlayarak onun gözleri önünde intihar etmiş ve intihar etmeden önce de Peygamberle konuştuğunu, Peygamberin kendisine -Ala için- "Öldür onu." dediğini söylemiştir. Tüm bu yaşadıklarına ve son olarak da böyle bir travmaya rağmen ayakta kalabilmek, hatta iyileşebilmek gerçekten istemenin, çabalamanın ve de sevginin gücünden olsa gerektir.
Hayata Dön
Hayata DönGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 202011,9bin okunma
·
73 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.