Ulvi, kutsi, uhrevi hiç bir şey derman olmaz
Her geçen gün daha da artan yalnızlığıma
Ah bu gönlüm belki de asla hükümrân olmaz
Silinir cümle şekil en son sıfır öz kalır
Bir hiç başka bir hiçten ancak nasihat alır
Bir derin kuyudayım üstelik tepe üstü
Bir ben diğer benime çıkmak için elvermez
Beden ruh kavgasında ruhum ruhuma küstü
Çıkmamı bekleyenler bir kez daha yanılır Görelim hep birlikte dipte nasıl yanılır
Zaten hayat bir gayya kuyusu değil midir?
Çırpındıkça çıkmaya daha alta inilen
Ki en altta olanın hali üstten bellidir
Çaba, emek, eziyet havalarda sallanır
Biraz hık-mık ses eden ağaçlarda sallanır
Her derde bin bir perde yapılsa da elekten Görünmüyor görünür insanlığın zerresi
Yine de umut kesme Beşer denen kelekten
Kimbilir bir gün gelir adalette haklanır
Cümle çayan efradı üç saatte haklanır.