Gönderi

Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak gelip dedi ki: "Ey kavmim! Elçilere uyun." ( Yasin 20 ) Onca yolu neden koştun ki o kadar riski göze alarak ? Gittiğin yerde başına neler geleceğini bilmiyor muydun? Yerinde dursaydın ya . Sana mı kalmıştı o azgın topluluğu uyarmak ? Acaba kaybedecek paran, evin , araban bilmem neyin yok muydu ? Vardı mutlaka. Belki de yaşadığın belde de kimsenin eline geçmeyen memuriyetin, güzel bir evin, bir miktar birikmiş paran vardı ve sen her şeyi geride bırakarak hiç düşünmeden koştun. Mutlaka demişlerdir sana 'mahallenin delisi sen misin diye. İşine baksana arkadaşım, ne gerek var böyle aksiyonlara' demişlerdir evet. Sadece çağdaşlarının değil senden bilmem kaç yüzyıl sonra gelen bizlerinde rahatını bozdun. Evet senin o koşuşunla bizi de rahatsız ettin. Konfor alanınızdan çıkın , koşun dedin. Ne yaptın sen be adam. O yaptığın koşuşun dünyada ki en önemli koşulardan biri olduğunun bilincinde miydin acaba? Dünyada ki en riskli koşuşlardan biri olduğunun bilincinde miydin? Senden bilmem kaç sene sonra gelenlere ne ağır yük yüklediğinin bilincinde miydin acaba? Sırtımıza çok ağır bir yük yükledin be şehrin öteki ucundan koşarak gelen adam. Yanlış anlama sakın sana kızmıyorum. Kendime kızıyorum ben aslında. Sen yapmak gerekeni yaptın. Elalem ne der putuna baltanla saldırıp yapman gereken koşuyu yaptın. Benim kızgınlığım kendime. Elalem ne de putunu deviremediğim için kendime kızıyorum. Ayaklarımda derman yok diye kendime kızıyorum. Yoksa ne mümkün sana kızmak be adam.
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.