Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Günümüz dünyasının çoğu kültüründe duygular, olumlu ve olumsuz diye kategorize edilir ve olumsuz duygular yaşanmak is­tenmeyen, hatta kabul edilemez durumlar olarak değerlendirilir­ler. Oysa, olumlu ya da olumsuz olarak nitelendirilen duyguların tümü insan doğasının gereğidir, organizmanın kendini ifade etme ihtiyacından kaynaklanırlar. Üstelik, örneğin depresif bir ruh ha­line girdiğinizde, bunu bir an önce atlatılması gereken bir durum olarak algılayıp ondan kurtulmak için kendinizi zorladığınızda, yaşanmasına izin verildiğinde nasıl olsa sona erecek bir ruh hali­ nin süresini uzatmış da olabilirsiniz. Tabii ki burada psikiyatrik müdahaleyi gerektirebilecek durumlardan değil, insanların gün­lük ruh halinden söz ediyorum. İnsana yıkıcı gelen duyguların üzeri örtüldükçe bu duyguların yönetilebilmesi de imkânsızlaşı­yor. Olumsuz diye nitelendirdiğimiz duyguların denetimden çıka­rak bizi zor durumda bırakacağı endişesi, yalnızca bu duyguların değil, dostluk ve sıcaklık gibi canlı yaşantıların da üzerinin örtül­mesine neden olabiliyor. Düşmanca eğilimleri ya da kızgınlık gi­bi duygulan yönetebilmek, öğrenilmesi kolay olmayan bir sanat­tır. Davranışlarda yaratıcılığı gerektiren, yürekliliği ve risk alma­yı, yaşamla dans etmeyi öğrenme denemelerini içeren bir sanat. Aristoteles'in vaktiyle dediği gibi: "Herkes kızabilir, bu kolaydır. Ancak doğru insana, doğru zamanda, doğru ölçüde, doğru neden­le ve doğru şekilde kızmak; işte bu kolay değildir."
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.