İslâm, ister ilk geldiği ortamdaki, isterse de bugün insanlığı istila eden Doğu'daki veya Batı'daki düşünce sistemlerinde, devlet düzenlerinde, toplumsal kurumlarda, gelenek ve kültürlerde ortaya çıkan beşeri-nefsani heva ve hevesi okşamak için gelmemiştir. O, bütün bu beşerî oluşumları yeryüzünden silerek insan hayatını kendi ilâhî prensipleri çerçevesinde bir düzene koymak üzere gelmiştir.