Gönderi

224 syf.
·
Puan vermedi
Ortalık o kadar sessiz ki, anlatım sırasında; bombardıman yeni bitmiş, savaş uçakları uzaklaşmış, haykırışlar, inlemeler kesilmiş ve ayakların altında ezilen, parçalanmış duvarların çıkardığını sesin dışında bir ses yok gibi. Harabeler arasında dolaşıyorken savaşın ruhu hala esir altında tutmuş gibi şehirleri. Savaşın hiçbir zaman insanlara yarar sağlamadığı illa harabelere bakarak, yiten canları düşünerek ya da doğanın katlini görerek mi anlaşılmalı? İnsan olmaktan utanç duymak için daha neler gerekli? Yazar, savaş sonrası Bosna'ya bir gezi düzenleyerek savaş sonrası hem yıkımı hem de insanlardaki izlenimleri gözlemliyor. Yazarın yaşanan bu savaşı iyi bilmesine rağmen düzenlediği bu gezi programı, öyle bir turistin düzenleiğibir gezi gibi değil. Bu gezide doğanı güzelliklerini görmek, savaştan sonraya kalan şehirlerin yıkımı sayesinde. Doğanın yalın güzelliği bu savaşın yıkımının getirdiği bir nefes. Bu gezide tarihi mekanları, eğlence yerlerini, konaklama yerlerini göstermiyor yazar. Onun gezisi, acının sergisi. Attığı başlıklarla öykülerden oluşan bir izlenimi var kitabın. Ama roman tadından uzaklaştırmadan, Bosna'ya yaptığı yolculuğu ayrıntılarıyla ve yolculuk arkadaşı Othello ile sunuyor bize.
Sessizliğin Gürültüsü
Sessizliğin GürültüsüJuli Zeh · Metis Yayıncılık · 201336 okunma
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.