Gönderi

Richelieu’nün Orta Avrupa tarihi üzerindeki etkisi ise, Fransa adına kazandığı başarıların tam tersidir. O birleşmiş bir Orta Avrupa’dan çok korkmuş ve bunun oluşmaması için elinden geleni yapmıştır. Büyük bir olasılıkla, Almanya’nın birliğini iki yüzyıl kadar geciktirmiştir. Otuz Yıl Savaşları’nın ilk evresi, tıpkı İngiltere’nin Normandiyalı bir hanedanın vesayeti altında bir ulus-devlet olması ve birkaç yüzyıl sonra Fransa’nın da Capetlerle aynı yolu izlemesi gibi, Habsburgların da Almanya’yı kendi hanedanlıkları altında birleştirme çabası olarak görülebilir. Richelieu Habsburgları engelledi ve Kutsal Roma İmparatorluğu’nu üç yüzden çok ve her biri bağımsız bir dış politika uygulamakta özgür prensliğe böldü. Almanya bir ulus-devlet olamadı; küçük hanedan kavgaları ile uğraşırken içine dönük bir devlet oldu. Sonuç olarak, ulusal bir politik kültür geliştiremedi ve Bismark, XIX. yüzyılda Almanya’yı birleştirene kadar, kurtulamadığı bir köylülük içinde dondu kaldı. Almanya birçoğu Fransa tarafından başlatılan Avrupa savaşlarının savaş meydanı haline dönüştü ve Avrupa’nın denizaşırı sömürgecilik akımının da ilk dalgasını kaçırmış oldu. Sonunda birleştiğinde, Almanya’nın ulusal çıkarlarını tanımlamada o kadar az deneyimi vardı ki, bu yüzyılın en kötü trajedilerinin çoğunu o yarattı.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.