Gönderi

TEMBELHÂNE YANIYOR!
Osmanlı zamanında ,okuduğum kitapta ismi zikredilmeyen, bir padişah varmış ve bu padişah tembel mi hasta mı olduğunu anlayamıyormuş. Yanına bilirkişi çağırmış ve tabi o kişi de padişaha ''Tembelsiniz.'' diyememiş. Halktan da birçok insanın böyle hissettiğini söylemiş. Padişah da o insanlara yazık olmasın diye bir ''tembelhâne'' açmaya karar vermiş. Burada bu insanların sigarasına kadar birçok ihtiyacı karşılanıyormuş. Belirli bir süre sonra bu rahatlığı gören insanlar dolmuş buralara. Padişahı uyarmışlar, böyle olmaz diye. Gerçekten tembel olanları belirlemek gerektiği söylenmiş. Bu hânede bir yangın çıkartmaya karar vermişler ki kim tembel kim değil belli olsun. Çok tembel olduğunu iddia edenler bile alevi görür görme kaçmış. İçeride sadece bir tane adam kalmış ki ateş de ona çok yaklaşmaktaymış. İş olacak gibi değil! Adam da yanacak! Onu oradan uzaklaştırmışlar. Meğerse adam da tembelin hasıymış. Elinde bir sopa olduğunu söylemmiş ve en azından onu ateşe tuttuktan sonra onu uzaklaştırsalar daha iyi olur diye düşünerek serzenişte bulunmuş. Yani ateşten ''uzaklaşırdım'' da demiyor, ''uzaklaştırırdınız'' diyor. Tembel ağası ilan edilmiş bu adam. Bu söz Galatasaray Lisesi'nde yatakhanede de öğrenciler uyanmayınca kullanılmış. Haluk Dursun ''Gençlerle Hayat Bilgisi'' kitabında sayfa 139'da söylüyor bunu. O günden beri böyle kalıplaşmış sözcük mü deriz artık bilmem kullanılagelir olmuş. Bizler de yangın varken yerimizde saymayalım. Uyumayalım. ''TEMBELHÂNE YANIYOR GENÇLER, GÜZEL İNSANLAR UYANIN!''
·
42 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.