Gönderi

·
Puan vermedi
"Ve gözleri bana son kez baktı. Ne tatlı ne korkunç ne güzel bir bakıştı o beh! Yaka yaka indi içerilerimi zehir gibi. Öldürdü beni o bakış. Öyle titredim içimden. Bu başıma ikinci kez geliyordu. Annemden sonra. Beni yurda bıraktığı akşamı hatırlamıştım o vakit. Hiç unutulur mu, değil mi? insanı yetiştirme yurduna kapatan o kapı." İlk ev. İlk yara. İlk terk ediş. İlk terkediliş. Kendini hep hatırlatır. Çocukluktaki o derin yara iyileşmek için görülmek ister. "Bak" der içindeki çocuk insana, "Burada iyileşmemiş bir yaran var." Ama insan yaranın kaynağına değil onu sonradan yaralayanlara bakar durur. Bu yüzden yara iyileşmek için beklerken daha da çok kanar. Her aşk hikâyesi bir anne hikâyesidir çünkü. Peki ya Yusuf, o yürekleri dağlayacak mektubu yazacak, Seyko Ayten'e kavuşacak mıdır? Bunu okur, romanı okuyunca görecektir illaki. Benim sorumsa şu: Eğer Seyko Ayten'e kavuşacaksa, yaşadığı gerçekten bir aşk mı olacak yoksa tekrardan bir terk edilme arzusunun tezahürü olarak görülen ikame bir anne sevgisi mi?
Umudun Göğe Yükselişi
Umudun Göğe YükselişiSelahattin Yusuf · Kapı Yayınları · 202344 okunma
·
181 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.