Gönderi

Ruhun Varlığı Hakkında Önemli Görüşler
Eğer ruh; bedenimizde hapsedilmiş olan ve bedenimizdeki hareket ve fikrimizi idare eden bir küçük şahıs olsaydı bu hal, âlemin ebedî yaratıcısında kendine hiç te lâyık olmıyan bir iktidarsızlığın, bir sanianın işareti olmaz mı idi? Yani bu takdirde, Tanrı bizzat kendi içinden düşünmek ve hareket etmek kabiliyetinde olan birtakım otomotlar yaratmaya kabiliyetsiz olur du. Siz bana Yunanca öğrenmiş "Homère, i okutmuştunuz. "Vulcain,i Tanrılar kuruluna kendi kendine yürüyüp giden üç ayaklı altın sandalyeler imal ettiği vakît, kendisini tanrısel bir demirci sayarım. Fakat aynı Vulcain bu üç ayaklı sandalyelerin içine bunların devrilmeden hareketlerini temin etmek için oğlanlarından birini saklamış olsaydı pek sefil bir şarlatan olurdu. Birtakım soğuk hayalprestler vardır ki, birtakım cinlerin küreleri döndürmek maksadiyle hiç durmadan itip durdukları fikrini, bir güzel hayal yerine ortaya atarlar. Fakat Tanrı bu acınacak çareye düşmüş değildir. Hulâsa, ne için bir esere bir tanesi kâfi iken iki zenberek konulmuştur. Tanrının pek az tanınmış olup adına Madde denilen varlığı canlandırmak iktidarında olduğunu inkâr etmeğe cesaret edemezsiniz. Şu halde neden onu canlandırmak için başka bir vasıta kullanıyor? Dahası var. Sizin bu kadar evvel hususî olarak bedeninize koyduğunuz ruh ne olacaktı? Nereden gelecek ve ne vakit gelecektir? Kâinatı yaratanın, kadınlarla erkeklerin her çiftleşmesinde mütemadiyen fırsat gözetip, bir tohumun erkek vücudundan çıkıp kadın vũcuduna girdiğini dikkatle farkederek hemen o anda ve süratle bir ruh göndermesi mi icapedecektir? Ve eğer bu tohum ölürse, bu ruh ne olacaktır? Şu halde o boşuna yaratılmış olacak veyahut bir başka fırsat bekliyecektir. Bunun kâinatın sahibi için garip bir meşgale olduğunu itiraf etmeliyiz; zira, bu takdirde Tanrı yalnız insan cinsinin çiftleşmelerine mütemadiyen dikkat edecek değil, aynı zamanda bir o kadar da bütün hayvanlara dikkat etmesi lâzım gelecektir. Zira, onların hepsi de bizim gibi hafızaya, fikir ve ihtiraslara maliktirler. Eğer bu duyguların, bu fikirlerle ihtiraslar ve hafızanın teşekkülü için bir ruhun varlığı zaruri ise Tanrının filler, baykuşlar, balıklar ve Hint papasları için de mütemadiyen ruh imal edip durması lazımdır. Bu kadar milyonlarca âlemi yaratanın, eserini ebedileştirmek için durup dinlenmeden birtakım görülemez destekler yaratmaya mecbur olması hakkında bana ne fikir verirsiniz? İşte ruhun varlığından beni şüpheye düşürebilecek olan sebeplerin küçük bir parçası..
Sayfa 104-106, Konfüçyus'un öğrencilerinden Cu-Su ile Çin kralının oğlu Kou arasında geçen tartışmadan bir kesit. Alıntı yapılan konuşma Kou'ya ait.
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.