Yoksulların savunucuları, hiciv yazarları ve yerel gazeteler 1820'ler
gibi erken bir tarihte nehri temizleme çağrısında bulundu, ama nafile.
İktidardakiler, kendileri kişisel olarak etkilenene kadar bununla ilgili bir
şey yapmadı. Bunun olması için de 1858 yazındaki "Büyük Koku"nun
yaşanması gerekti." Bu sıcak ve nemli yaz boyunca, Thames'ten ve
şehrin sokaklarından yayılan koku nedeniyle, gece uykudan uyanmak
bile istifra etmek için insanı en yakın lazımlığa koşturmaya yetiyordu.
Londra gazetesi City Press, "Sözün tükendiği yerdeyiz - [Thames Nehri]
kokuyor ve bir kere o kokuyu içine çekenin bir daha unutması mümkün
değil ve hatırlayacak kadar yaşarsa kendini şanslı sayıyor," diyordu. O
kadar kötü bir kokuydu ki, insanlar buhardan dolayı öleceğini sanıyordu.
Toplu halde şehri terk ettiler; Thames'in kıyısındaki yeni bir yapı olan
Parlamento Binası'nın bekçileri, kokulu havanın etkilerini hafifletmek
için, kıymetli binanın perdelerini kireç kaymağına batırıyordu.