"Dillerin, renklerin türlü türlü oluşu, Tanrı'nın işlerindendir," diye bildirilmiştir Kur'an'da, (Rum suresi, 22. ayet). Tanrı'nın bu açık bildirimine karşın, ele geçirdikleri başka dinlere bağlı ya da "kafir" dedikleri toplulukları dillerinde, yazılarında özgür bırakan Müslümanlar, nedense bu özgürlüğü kendi dindaşlarına tanımamışlar; kaba güç kullanmış olmasalar da, daha kötüsü, Tanrı'nın adını kullanarak dindaşlarına tek dil "Arapça" ve tek yazı "arap yazısı" kullanmayı dayatmışlardır. (Bkz: Kuteybe) "Müslümanın müslümana yaptığını gavur bile yapmaz!" atasözü dil ve yazı alanında doğrulanmış bir gerçektir. Türk dilinin kök türev ilişkisi Arapça Farsça sözcükler sokularak ölümcül bir biçimde yaralanmıştır.