Gönderi

136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Mezun olduğum bölüm gereği tabii olarak daha önce okulda okuduğum, akademik bir kitapla geldim bu kez. Üstelik bu kitabın bir diğer özelliği de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün başucu kitaplarından biri olması. Cenevreli filozof Rousseau'nun Fransız Devrimi'ne de büyük katkı sağlamış olan bu kitabı peki ne anlatır? Insanlar dünyaya gözlerini eşit ve özgür biçimde açarlar. Doğa durumundayken kimin gücünün kime yettiği çok umursamayan bir olguykem, zamanla toplumsal hayata geçilince kölelik- efendilik ikileminde bir çok sınıf ortaya çıkmıştır. Bu durumun doğa durumunda eşit ve özgür olan ve kendi benzerinin efendisi olmasını kabullenemeyen insanın doğasına ters bir durumdur. Bu nedenle halkların eşitlik özgürlük ve adalet ilkesiyle egemenliklerini kontrol altına almalarının yalnızca toplumsal bir sözleşme ile mümkün olduğunu ileri sürer. Bu bağlamda hükümet ve devlet ayrımını, monarşi, aristokrasi ve demokrasi gibi yönetim biçimlerini, siyasetin bir ürünü olan dinlerin nasıl ortaya çıktığını, yasama, yürütme, yargıyı yani kuvvetler ayrılığını, cumhuriyetleri, krallıkları, tarihin en eski çağlarındaki devletlerden 18. yüzyıla kadar olan devletlerin karşılaştırmasını, iklim ve coğrafyaya göre toplumların biyolojik ve sosyolojik yapısını, oyları, seçimleri ve daha birçok şeyi anlatır bu kitap. Öyle ha deyince alıp okuyayım diyebileceğiniz bir kitap değil. Başta da belirttiğim üzere akademik bir kitap. Bu tarz konulara meyilli okurların rahatça faydalanabileceği bir kaynak niteliğindedir de aslında. Ama gönül ister ki keşke herkes okusa. Daha bilinçli bireyler ve daha bilinçli bireylerin oluşturduğu daha bilinçli bir toplum olsak. Yorumumu burada sonlandırırken birkaç da alıntı eklemek isterim aslında. ️İnsan özgür doğar, Oysa her yerde zincire vurulmuştur. Falan kimse kendisini başkalarının efendisi sanır ama böyle sanması onlardan daha da köle olmasına engel değildir. ️Üyelerinden her birinin canını malını bütün ortak güçle savunup koruyan öyle bir toplum biçimi bulmalı ki, orada her insan hem herkesle birleştiği halde yine kendi buyruğunda kalsın hem de eskisi kadar özgür olsun. ️Halk açıkça boyun eğeceğine söz verirse bu davranışı ile kendi kendini dağıtıp halk olmaktan çıkar. Ortaya bir efendi çıkar çıkmaz egemen varlık diye bir şey kalmaz. Politik bütün de artık yok olup gider. İ️yi yönetilen bir devlette cezalar azdır. Bunun nedeni bağışlamaların çokluğu değil suçluların azlığıdır. Çökmekte olan bir devlette suçların çokluğu cezasız kalmalarına yol açar. ️Roma en parlak günlerinde zorbalığın bütün kötülüklerinin hortladığını gördü ve yaşama yetkisiyle egemen gücü aynı kimselerde topladığı için de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. ️Halkla hükümet arasında uzaklık ne kadar artarsa vergiler de o ölçüde ağırlaşır. Bundan ötürü halk demokrasilerde en hafif vergi yükü altındadır, aristokrasi de daha ağır, monarşide ise en ağır yükü taşır. ️Ey özgür uluslar şu özdeyişi aklınızdan çıkarmayın, Özgürlük elde edilebilir ama kaybedildi mi, bir daha ele geçmez artık! Kitaplarla kalın Çav bella
Toplum Sözleşmesi
Toplum SözleşmesiJean-Jacques Rousseau · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,1bin okunma
·
249 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.