Gönderi

Oysa ne zaman mazoşist bir fantasma ya da ayin düşünülecek olsa, şuna şaşırılır: En sıkı yasa uygulamasının, normalde beklenenin tam tersi bir etkisi vardır (örneğin, kırbaç darbeleri, bir ereksiyonu cezalandırmanın ya da önlemenin ötesinde, ereksiyonu kışkırtır, arttırır). Bu, saçmalığın bir kanıtlamasıdır. Yasayı ceza süreci olarak düşünen mazoşist, cezayı kendine uygulatmaya başlar; ve maruz kalınan bu cezada, paradoksal olarak, yasanın ona yasakladığı kabul edilen hazzı yaşamasına izin veren ve hatta bunu buyuran bir sebep bulur. Mazoşizmdeki mizah şudur: Sonunda bir ceza olmasıyla bana bir arzuyu gerçekleştirmeyi yasaklayan yasa, önce cezayı koyup sonucunda da arzuyu tatmin etmemi emreden şimdiki yasayla aynıdır. Yine Theodor Reik, bu süreci çok iyi çözümlemiştir: Mazoşizm acının içindeki, hatta cezanın içindeki haz değildir. Mazoşist, cezada ya da acıda olsa olsa hazırlık niteliğinde bir haz bulur; gerçek hazzını, daha sonra, cezanın uygulanmasını mümkün kıldığı şeyde bulur. Mazoşist, hazzı duymadan evvel cezaya maruz kalmalıdır. Bu zamansal ardışıklığı mantıksal bir nedensellikle karıştırmak hatalı olacaktır: Istırap hazzın nedeni değil, hazzın gelişini önceleyen kaçınılmaz koşuludur. "Zaman içindeki bir tersine dönüş, içeriğin bir tersine dönüşüne işaret eder... 'Şunu yapmamalısın', 'şunu yapmak zorundasın'a dönüşmüştür... Cezanın saçmalığının bir kanıtlaması, yasaklanan bir hazzın cezasının tam olarak aynı hazzı koşulladığını göstermekle elde edilmiştir." Bu yöntem, mazoşizmin, mizahın birçok figürünü oluşturan diğer belirlemelerinde de, yadsıma, askıya alma, fantasmada da yansımaktadır. İşte yaltaklanmasıyla küstahlaşan, tabi olmasıyla ayaklanmış mazoşist: Kısaca, sadist ironicinin ilkelerin mantıkçısı olması gibi,mazoşist de mizahçı, sonuçların mantıkçısıdır.
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.