“Ama biz asla yeniden genç olmayacağız. Yirmi yaşımızdayken içimizde nabız gibi atan neşe damarı pörsüyecek.”
Genç Dorain’ı bu sözlerin etkilediği kadar ben etkilenmedim açıkçası. İnsan ruhunu yaptıklarının ve yaşadıklarının ne kadar etkilediğiyle ilgili güzel bir romandı, kısa ve okuması akıcıydı. Ancak vaaza dönen hedonist, cinsiyetçi ve züppe monologlar kitabın her yerinde ve okurken baygınlık geçiriyorsunuz. Süprizler olmayan, sonunu bile şaşırmadan okuduğunuz bir kurgu.
İnsanın yaptıklarının sorumluluğunu taşımadığı zaman nasıl canavarlaşabildiğini, empati yoksunluğunu ve narsistliğin insanı ne kadar kayıtsızlaştığını, durmaksızın övülen bir insanın karakterinin nasıl deforme olduğunun eksizsiz bir anlatısıydı.