Gönderi

Ders vermek zorunda olduğum, hepsi de bir örnek, orta sınıfa mensup oğlanlar yeterince kötüydüler; o klostrofobik küçük kasaba ise kâbus gibiydi, ama asıl dayanılmaz olan öğretmenler odasıydı. Öyle ki derse girmek neredeyse bir kurtuluştu. İç sıkıntısı, her yıl aynı bildik uyuşuklukla geçen hayat, çalışanların üzerine bir bulut gibi çökmüştü. Ve bu, benim günün modasına uygun bunaltılarımdan falan değil, gerçek iç sıkıntısıydı.
Ayrıntı Yayınları
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.