Gönderi

Birazcık uzun ama:) Çok hoşuma gitti bu kısım (ू•ᴗ•ू)
Cenâb-ı Hakk’ın Mûsâ(a.s.)’a; “Ey Mûsâ! Ben yaratıcı Hakk Teala’yım, seni seviyorum.” diye vahiy eylemesi Cenâb-ı Hakk Mûsâ’nın gönlüne vahyetmek süretiyle buyurdu ki: “Ey insanlar arasından seçilmiş olan er, ben seni seviyorum.” • Hz. Mûsâ “Ey kerem sâhibi Allâh, beni sevmene sebep olan huyum nedir? Söyle de o huyumu daha fazla artırayım, o huyun daha çok üstünde durayım.” diye sordu. • Cenâb-ı Hakk buyurdu ki: “Yâ Mûsâ, sen ana kucağındaki bir çocuk gibisin. Anası kızsa, azarlasa bile çocuk yine anaya sarılır. • O çocuk anasından başka bir kimsenin varlığını bile bilmez. Sanki dünyada yalnız anası yaşamaktadır. Anasının sevgi şarabını içmiş ve ondan mahmur olmuş, sarhoş olmuş, kendinden geçmiştir. • Anası ona bir tokat vursa, ağlar, ama yine ona gelir ve ona sokulur. Yine onun etrafında döner, dolaşır. • Anasından başka kimseden yardım istemez. Tamamıyla hayrı da şerri de odur. • Yâ Mûsâ! Senin gönlünde de hayır ve şer husûsunda bizden başka kimse yok. Başka yerlere dönüp bakmıyorsun bile. • Sence çocuk olsun, genç olsun, ihtiyar olsun; benden başkası taş ve kerpiç gibidir. • Sen ya Mûsâ! Sanki ‘Yalnız sana ibâdet ederiz, yalnız senden yardım isteriz.’ âyetinin mânâsını yaşıyorsun...” • “Yalnız sana ibâdet ederiz” sözünde mânâyı tek bir varlığa yöneltmek düşüncesi vardır ki, o da riyâyı gidermek içindir. • “Yalnız senden yardım isteriz” sözünde de mânâyı tek bir şeye vermek, yardım ve başarıyı ancak Allâh’tan beklemek ve istemek duygusu vardır.
··
124 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.