Cenâb-ı Hakk’ın Mûsâ(a.s.)’a;
“Ey Mûsâ! Ben yaratıcı Hakk Teala’yım, seni seviyorum.” diye vahiy eylemesi
Cenâb-ı Hakk Mûsâ’nın gönlüne vahyetmek süretiyle buyurdu ki: “Ey insanlar arasından seçilmiş olan er, ben seni seviyorum.”
• Hz. Mûsâ “Ey kerem sâhibi Allâh, beni sevmene sebep olan huyum nedir? Söyle de o huyumu daha fazla artırayım, o huyun daha çok üstünde durayım.” diye sordu.
• Cenâb-ı Hakk buyurdu ki: “Yâ Mûsâ, sen ana kucağındaki bir çocuk gibisin.
Anası kızsa, azarlasa bile çocuk yine anaya sarılır.
• O çocuk anasından başka bir kimsenin varlığını bile bilmez. Sanki dünyada yalnız anası yaşamaktadır. Anasının sevgi şarabını içmiş ve ondan mahmur olmuş, sarhoş olmuş, kendinden geçmiştir.
• Anası ona bir tokat vursa, ağlar, ama yine ona gelir ve ona sokulur. Yine onun etrafında döner, dolaşır.
• Anasından başka kimseden yardım istemez. Tamamıyla hayrı da şerri de odur.
• Yâ Mûsâ! Senin gönlünde de hayır ve şer husûsunda bizden başka kimse yok.
Başka yerlere dönüp bakmıyorsun bile.
• Sence çocuk olsun, genç olsun, ihtiyar olsun; benden başkası taş ve kerpiç gibidir.
• Sen ya Mûsâ! Sanki ‘Yalnız sana ibâdet ederiz, yalnız senden yardım isteriz.’ âyetinin mânâsını yaşıyorsun...”
• “Yalnız sana ibâdet ederiz” sözünde mânâyı tek bir varlığa yöneltmek düşüncesi vardır ki, o da riyâyı gidermek içindir.
• “Yalnız senden yardım isteriz” sözünde de mânâyı tek bir şeye vermek, yardım ve başarıyı ancak Allâh’tan beklemek ve istemek duygusu vardır.