Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ölümün ardı boşluk.
Bak senin son veda ile ayrıldığın binada kahkahalar çın­lıyor yine, daha kaç gün oldu, Rilke'nin üstüne kimler dü­ğün dernek yapmadı ki, Nietzsche'nin arkasından bir tek o at huysuzlandı, kalp krizi ölüyü aldı, aldığı yeri eliyle şöyle bir düzeltti. Geç otur bak camdan badem ağacı çiçek açmış, toprak uyanıyor, acaba görüyor musun, sen de görüyor mu­sun, badem baharını görüyor, dalların arasında geziyor mu­sun, uyanıyor mu acaba, senin de mi kemiklerin öyle yan ya­na getirilecek, hala ve tekrardan yaşama hem de ebedi yaşa­ma arzusu mu duyuyorsun, bak ıslak toprak kokusu hava­da, duvarda yosun, Tunusbağı civarında yatıyor sarhoş Ne­dim, evin eski kedisi bile gitti, havada mı asılı her şey, ses ve musiki asılı olsa ve günü gelmiş başka bir kulak ona uzansa, ıstırap nerde acaba, hep dallarda gözüm, hep dallarda ve durgun sularda, şarkılar söylendi, ölmeyecekmiş gibi, sarıl­ dığında sımsıkı bir ebediyetsizlik hissettin en korkulu anda ve mutluluk başkasının gibi göründü sana öyleydi de ondan mı, seninki bile başkasının başkasınınki yine başkasının ta sahipsizleşene kadar, mutluluk bile kimsesiz ve ebediyetsiz kaldı burada. Alt katında evin eşyalar bana öyle bakıyorlar ki öyle bakamadan duruyorlar ki ben hala nasıl yaşıyorum bilmem, kendimi dışarı dar atıyorum, kesik bir rüzgar kuru bir yaprak peşimden tıkırdayarak geliyor, geliyor da geliyor. Mavi su, serin pürüzlü deniz, uğultulu motor sesleri, haki­kat ile hayal arasındaki o incecik tüldeyim. Yani hayattayım. Bir elim sözde kendi yakamda ama elimden de azadeyim.
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.