Gönderi

"Torbanın içindeki kitabı aldı ve Mariam'a uzattı. Mariam vişneçürüğü rengi kapağın üstüne işlenmiş altın renkli Baba yazısını inceledi. 'Yırt' dedi Tareq. Mariam önce Tareq'e, ardından kitaba baktı. Kitabi mı yırtayım? Annesi her zaman kitapların paha biçilemez. olduklarını, onlara saygı gösterilmesi gerektiğini söylerdi. Nasıl yırtayım? Gözlerini kapattı, gözyaşları yanaklarından süzülüyordu. Sağ kurtulmamın tek bir yolu var. Mariam kitabı ortasından açtı, bir kenarından çekti ve kitabın sırtından ince bir yırtılma sesi işitildi. Sayfaları biraz daha çekiştirse de zihninde annesinin sesinin yankılandığını duyabiliyordu: 'Kitaplara her zaman saygı gösterilmelidir. Bunu asla unutma, Mariam... Onları sevebilirsin. onlardan nefret de edebilirsin ama asla saygısızlık etmemelisin. Biri bir kitap yazdığında o kağıda ruhundan da bir parça bırakır.' "Lütfen... Benden yırtmamı isteme. İade ederim, lütfen, bir kitaba zarar veremem." Mariam, Tareq'in bakışındaki ifadeyi görebiliyordu. Bu sefer kaçmayı denedi ama daha bir adım bile atamadan başına yeni bir darbe aldı. Cam sehpanın üstüne düşünce her tarafı kırık cam parçalarıyla kaplandı. Başını önce kanepe- nin kenarına ardından yere, halı ile mermer zemin arasında kalan kısma çaptı. Sonra her şey karardı."
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.