Gönderi

1. ter kokan yorgunluğuyum nefes nefese bir günün güneş dolanır usuldan çekilir çocuk sesleri savrulur duvarlara, ağıtlara soyunuk tedirgin güzelliğin rengi üşüyen tablolara çizilir ekranlarda yutarım sözcükleri bakışlarım damlar esrik dilimi keserler konuşabilir diye günderimi rüzgârlarla sevmişim mapusluğuna çiçekler ağlar avuçlarım parklara koşarım ivecen sırtüstü uzanırım çimlere dişlerim bir çöpü parçalar sonra dudağımı yapraklar bürür göğsümü/gökyüzü alnıma düşer yumulurum papatyalara yüreğim sorgulanır saçlarını zulum örer kızların kurşun sıkar hüznüme eşkıya aşklarla saklarım adını 2. tutuklu gülüşlerime kalem kırılır biryerlerde biryerlerde soluk pembe yalnızlığını susar nesteren acılar sindi, alkımlardan baharı damıtan ellerime ölümün beyazlar yüzüme geçemez olurum balıkçı çarşılarından, şimdi, ürkek bir dil sürçmesi kaldırımlar sırtlanan sesin – koşardık yalınayak, tümden coşkuyduk hani, sarsar geçerdik o ezgi nasıldı, unuttuk mu yoksa kimi şarkıları! sevişmeli sokakta yürür gibi yalın, kollarım uzadıkça uzadı 3. kent duvarlarından tanırsın beni dizilip yan yana ölünen yollar tutulup aranırken sevdana solmuş yüzüm titrek ışığında sokak lâmbalarının bekçi düdüğü köpek havlamalarına boğulurken ıslığı rüzgârın sanma ki, pıhtılaşır damarlarımda kan yalanlar manşetleri, çığlıktır kuşatmalardan artakalmış cesedim! 4. çoktandır hoyrat akşamlar dağlamış göğsümü okşayarak sıcak bir nefesi uyanmak isterim yanar o mevsim duldasında gözlerimin cerenler uçar suya yüreğim barikatlar coşar avuçlarıma zulasında günlerin öpüşlere ıslayıp yanaklarımı gezgelerden kaçak asılmış boynum sancılanmış adımlarla çıkagelir titreşirim dudaklarında
·
299 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.