Gönderi

413 syf.
·
Puan vermedi
Selamlar kitap dostlarım. Bugün size bir süre önce okuduğum ve en sevdiğim kitaplar arasına giren, ismiyle müsemma bir kitabın yorumuyla geldim. İsmiyle müsemma diyorum çünkü kitap; bir devenin üstünde cenaze konvoyunu çeken, dostu Kazangap'ı defnetmeye götüren Yedigey'in zihninde cereyan eden olaylardan oluşuyor. Yedigey'in bilincinden geçenler geri dönüş tekniğiyle mükemmel bir şekilde anlatılıyor. Romanda geçmiş ile şimdiki zaman arasındaki bağ çok iyi kurulmuş. Mükemmel bir bir kurguya sahip olan eserde gerçekler ile fantastik anlatımlar iç içe geçmiş. İlk başta ne alaka diye düşünebilirsiniz fakat daha sonra yazarın bunlar arasındaki kurduğu bağa hayran kalacaksınız. Olayların; Kazakistan'ın Sarı Özbek bozkırında, Boranlı Tren İstasyonunda geçtiği bu romanda Sovyetler Birliği döneminde yaşanan sosyal ve kültürel sorunlara eleştirel bir bakış açısı yer alıyor. Kazakların, baskı nedeniyle kendi topraklarında öz kimliğini kaybetmesine, kendi dillerini dahi kullanamaz hâle gelmesine değiniliyor. Romanın sonunda olaylar yapboz parçası gibi birbirine oturuyor. Aynı zamanda fantastik sayılabilecek bölümlerde Cengiz Aytmatov'un adeta ütopyasını görüyorsunuz. Orman Göğsü Gezegeni, Aytmatov'un hayâlini kurduğu, oluşturmak istediği bir dünya düzeni, bir ülke olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca mankurtlaşma kavramı da tüm kitap boyunca önemini koruyor ve Nayman Ana'nın hikâyesiyle dönemin insanlarına karşı bir eleştiri olarak romanda yerini alıyor. Mankurtlaşma: İnsanların kafa derilerinin soyularak başına deve derisi sarıp güneşte bekletilmeleridir. Bu deri içinde çıkan saçlar kişinin kafasına battıkça acı çeker ve gün geçtikçe - dayanabilirse- tüm yaşamını, geçmişini unutur ve her emri yerine getiren bir köle haline gelir.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202146bin okunma
·
108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.