Gönderi

KURBANIN EDEBİ
Şeâirden olan kurban ibâdetinde de edebe husûsen riâyet edilmelidir. Kurbanın her şeyden önce Allah için yapılan bir ibâdet olduğu unutulmamalı, bu mübârek günlerde; zikir, fikir ve şükürle ibâdet vecdini muhafaza etmelidir. Hazret-i Mevlânâ; “Keçinin gölgesini kurban etme!” îkāzında bulunur. Yani; “Kurbanın hakikatine er de, onu kasaplık günleri veya et bayramı zannetme!” buyurur. Zira kurban, tâ Hazret-i Hâbil, Hazret-i İbrahim ve Hazret-i İsmail’den gelen bir teslîmiyet ve kurbiyet imtihanıdır. Cenâb-ı Hakk’a yaklaşma gayretidir. Kurbanın edebi mevzuunda ayrıca şu hususlara dikkat edilmelidir: Dirâyetli ve ehil olanlar, hayvanlarını bizzat kendileri kesmeli, kurbanın ruh ve mânâsını yakından hissetmeye gayret etmelidirler. Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz; Vedâ Haccı’nda 100 kurbanından 63’ünü bizzat kesmişlerdir. Kendileri kesemeyenler ise ehil birine vekâlet vermeli, fakat imkân varsa kesim esnasında huşû, tâzim ve ihtiram duyguları içinde hayvanın yanında beklemelidirler. Mahmut Sâmi RAMAZANOĞLU Hazretleri ve Musa Efendi Hazretleri kurban kesilirken verilen sandalyeye oturmazlar ayakta dururlardı. Her bir kurban için ayrı çukur açtırırlardı. Mahlûkāta Hâlık’ın şefkat nazarıyla bakmak ve muâmele etmek düsturuyla hareket ederlerdi. Bir ibâdet vecdi ve heyecanı içinde olurlardı. Hakikaten kurbanda ne derin bir tefekkür vardır: O kurbanı kesen mü’min düşünmelidir ki; Allah o kestiği koyunu insan olarak halk edip, kendisini onun kurban edeceği bir koyun olarak yaratabilirdi. Bu tefekkürle, kurban; maldan infâk etmek sûretiyle bir teşekkürün ifadesidir. Aynı tefekkür vesilesiyle; kurban edilecek mahlûkāta karşı da bir edep lâzımdır. Nitekim Muhyiddîn İbn-i Arabî Hazretleri şöyle der: “Allâh’ın kullarına, şefkat ve merhametle muâmele et. Merhamet ve şefkatini bütün canlılara ve mahlûkāta bolca yay ve sakın ola ki cemâdât için; «Bu ottur, cansızdır, faydası yoktur.» deme! Bilâkis, senin idrâkinin ötesinde, onların pek çok faydası ve hayrı vardır. Yaratılmışı, bulunduğu hâl üzere bırak ve ona Yaratıcı’nın merhametiyle merhamet et!” Bu hikmetle; Kurbanlık hayvanlara güzel davranmak, onları ürkütmemek, susuzsa su içirip rahatlatmak ve kesim yerine güzelce götürmek îcâb eder. Kurbanın gözü bağlanmalı. İncitilmeden sevk edilmelidir. Kurbanı, keskin bir bıçakla kesmek ve ona hiçbir şekilde eziyet etmemek gerekir. Peygamberimiz bir kişinin, bıçağını hayvanın gözü önünde bileylediğini görünce çok üzüldü ve; “–Sen bu hayvanı kaç sefer öldürüyorsun? Bıçağını arkada bileylesen olmaz mı?” buyurdu. (Hâkim, IV, 257)
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
··
175 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.