Gönderi

Kardeş Katli meselesi günümüzde en çok tartışılan uygulamadır. Günümüz şartlarında kabul edilmez görülen bu uygulama, dönemin şartları göz önüne alındığında, nizam-ı alem ve devletin devamlılığı hatırına kabul edilir bir ilke olarak değerlendirilmiştir. Osmanlıdan önceki devletlerde “ülüş sistemi” vardı. Bir hükümdar öldüğünde, ülke o hükümdarın evlatları arasında paylaşılırdı. Bu da devletin bekası açısından sakıncalı bir uygulamaydı. Devlet bölünüyor ve bir süre sonra tamamen yok oluyordu. Osmanlılar devletin bekası ve nizamı âlem için ülüş sistemi yerine devletin devamlılığını ve kurumsallaşmasını esas alan bir sistem kurmak istemişlerdir. Bu amaçla, gerekli görüldüğünde kardeş katli uygulamasını da meşru kabul etmişlerdir. Kardeş katli uygulaması Fatih'ten önce de vardı ancak Fatih bunu bir kanuna bağlamış ve resmileştirmiştir. Konuyla ilgili kanunnamenin ilgili hükmü şöyledir: “Ve her kimesneye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizâm-ı âlem içün katl itmek münâsibdir. Ekser ulemâ dahi tecviz etmişlerdir. Anınla âmil olalar." (...) Her konuda olduğu gibi bu konunun da bazen istismar edildiği ve abartıldığı görülmüştür. Örneğin III. Ahmet 19 kardeşini idam ettirmiştir. Yaklaşık 150 yıl süren bu uygulama, 1600'lü yılların başında, fiilen kaldırılmıştır. Modern dönemde, Kanun-i Esasi (1876) ile de hukuken kaldırılmıştır... Bu uygulamadan sonra tahta en büyük erkek evladın geçmesi ilkesi (ekberiyet ilkesi) yürürlüğe girmiştir.
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.