Felsefe okurken bu kadar zorlanacağımı asla tahmin etmezdim.
Soren Kierkegaard umutsuzluk üzerine hastalık olduğunu en başta hatırlatsa da aslında umutsuzluk hastalıktan daha kötü.
Tanrısız bir dünya hayal edin ve derin bir umutsuzluk içinde bocaladığınızı düşünün öleceksiniz değil mi?
Tanrı-insan dogmasında hep bir umutsuzluk yüzeyde diyor yazar.
(Dogma nedir diyorsanız kısaca dar kafalılık ve yeni fikirlere kapalı demek)
Kitabın içinde anlatılması gereken o kadar çok şey var ki ne yazık ki yazar kağıtların biteceğinden endişe ederek bunu kısa tutmaya karar vermiş.
İnsan umutsuzluğunu kabullenirse tanrıya daha yakın ve ona daha çok bağlı kalır. Şayet ki umutsuz olduğunu bile bile umutluyum diye kabullenirse bu ölümcüldür...