Gönderi

Hubbül hırratı minel iman
"Jules Verne'in kedilerin, yeryüzüne inmiş ruhlar olduğunu düşünüp bir kedinin bulutların üzerinde düşmeden yürüyebileceğine inandığını söylemesine hiç şaşırmamıştım mesela. Kedilerin, varlıklarını ispatlayan gizemleri ve her seferinde şaşırtan tavırları, bulutların üzerinde yürümelerine bile hayret etmemeyi mümkün kılıyor. Kedilerde bir sır var. Arifler bunu bilir. Üst damağında lekeleri olan o siyah-beyaz Habeş kedisinin, yani Müezza'nın, Peygamberimizin merhametiyle ulaştığı makam... Ya da Abdurrahman bin Sahr'ı Ebu Hureyre, Kedilerin Babası yapan kader. Kedilerde bir sır var, tuhaf bakışlarında saklı duran. Arifler bunu bilir. Ve elbette; hubbül hirratı minel iman. Suskun bilge, minik kaplan, sır kâtibi, tüylü melek, evlerdeki gizli ajan, bir tatlı huzur, mirlama korosu şefi, uykulu anarşist. Kedi. Aşikâr olsa da sırrı ebedî. Howard Phillips Lovecraft, Ulthar'ın Kedileri'nde şunu anlatıyor: "Denir ki; Skai Nehri'nin ötesinde uzanan Ulthar'da kimsenin bir kediyi öldüremeyeceği söylenir; ateşin önüne uzanmış mırıldanan kediye gözümü dikip bakarken doğrusu buna inanabilirim. Çünkü kedi gizemlidir ve insanın anlayama- yacağı tuhaf şeylere yakındır. O, eski Mısır'ın ruhudur ve Mereo ile Ophir'deki unutulmuş kentlerin masallarının taşıyıcısıdır. Balta girmemiş ormanların efendilerinin akrabası, (...) Afrika sırlarının mirasçısıdır." Geçerken Dergisi 34. Sayı
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.