Livaneli edebi üsluba sahip bir yazar değil ve kitaplarında bunun kaygısını da taşıdığını pek düşünmüyorum. Onun tarzı bir olaydan gelişen maceralar ve olay çevresinde süregelen durumlarla okurun ilgisini çekerek sürükleyici bir üslup benimsemesidir. Fakat ‘Konstantiniye Oteli’nde sanki bir edebi ürün yaratma çabası içine girmiş ve neredeyse tüm karakterleri ya iyi ya da kötü (hem de çok kötü) imaj haline sokmuştur. Bu tarz, romantizm akımının motto ilkesi olarak da kabul edilebilir fakat çok eskilerde kalmış bu akım ve diğer akımlar da dahil bugün yerini ekseriyetle modernizm-postmodernizm bir akıma bırakmış ve çağdaş romancılık anlayışına uygun düşmemektir. Livaneli dilini ve konu seçimini beğendiğim iyi bir sanatçıdır. Sürükleyici ve neredeyse bir çırpıda okunacak kitaplarla okuruna keyifli okuma zamanı tanımaktadır. Fakat edebi kaygıya düşmediği zaman onun kitaplarını daha çok seveceğim. Velhasıl ‘Konstantiniye Oteli’ni maalesef pek beğenemedim. Saygılar :)