Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ozan Sayman

Ozan Sayman
@ozansayman
Öğretim Görevlisi
Yüksek Lisans
İzmir
İstanbul, 11 Ocak
17 okur puanı
Mayıs 2017 tarihinde katıldı
Okulsuz Toplum
Okulsuz ToplumIvan Illich
7.1/10 · 3.914 okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Eser, 1829 ve 1832 basımlarına ait iki önsözle başlamaktadır. 1829 basımına ait önsöz oldukça kısa ve siyasi söylemden uzaktır. Buna karşın 1832 basımı için yazılmış olan önsöz uzun ve Hugo'nun siyasi tutumunu açık bir şekilde yansıttığı önsözdür. Zaten çevirmenin önsözünde de bu durum (önsözler arasındaki farklılık) gayet net bir şekilde açıklanmıştır. Kitabı üç bölüm halinde görebiliriz: 1) önsöz (1832 basımı için yazılan) 2) oyun metni 3) mahkûmun giyotine giden süreci Oyun metni, 11 kişinin bir nevi Hugo'nun eserini iğrenç bulma, aşağılama ve idamı yüceltme olarak ele alınabilir. Mahkûmun idam süreci ise klasik romantizm mottoları dahilinde işlenmiş; yazarın duygu ve düşüncelerine bağlı olarak kurgulanmış bir şekilde yansıtılmaktadır. Hikâyede en çok etkilendiğim olay mahkûmun idama gitmeden önce küçük kızıyla olan sahnesidir. Not: Çevirmenin aktarmış olduğu şekliyle "Victor Hugo'nun romanlarında en sık kullandığı sözcük olan 'sefil' sıfatıyla ilk kez bu romanda karşılaşmaktayız." Kitapla kalınız:)
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · Can Yayınları · 2019119,9bin okunma
Acılar hatıralaşınca güzelleşir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo
8.2/10 · 119,9bin okunma
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Satranç, Zweig'in yazmış olduğu son eser, bu eserden sonra güney amerikada intihar ederek yaşamına son verir. Eserin konusunu kabaca hayatta satranç dışında hiçbir başarısı olmayan, sığ bir tip olarak karşımıza çıkan Mirko Czentovic ile hayatının bir kısmını gözetim altında yaşayan ve o süreç içerisinde kafayı sıyıran Dr. B.'nin öyküsü teşkil etmektedir. Bir yolculuk esnasında Czentovic ile Dr. B.'nin satranç maçı ile hikaye son bulmaktadır. Benim burada eserle ilgili asıl değinmek istediğim Ayşe Sabuncuoğlu'nun çevirisinde (Can Yay.) Şebnem Sunar'ın ön yazısındaki kısımdadır. Aynen aktarıyorum: "Satranç şampiyonu Czentovic ilkelliğiyle 'küçük bir Hitler' modeli çizerken, gerek Gestapo gözetiminde bir otel odasına kapatıldığında gerek Czentovic karşısında bile, aslında hep kendine karşı oynayan ve 'siyah olan ben ve beyaz olan ben' olarak kişiliği ikiye bölünen Dr. B. de yok olmaya mahkûm edilen bir dünyayı simgeler. Böyle bakınca Dr. B. insancıl ve özgür bir yaşam biçimini temsil eden dünya görüşüyle, hiç kuşkusuz Zweig'in kendini yansıttığı bir figürdür. Bu bakımdan Satranç, Stefan Zweig'in şiddetin egemenliğine karşı koyamayan ve mat edilen özgürlüğü son bir kez daha ele aldığı yapıttır."
Satranç
SatrançStefan Zweig · Can Yayınları · 2014236,5bin okunma
67 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Edebiyat alemi böyle güzel bir 'novella' sayesinde Aytmatov gerçekliğiyle tanıştı. Cemile mevzu bahis olunca Aragon'un "Dünyanın en güzel aşk hikâyesi" yorumu ilk akla gelendir. Bu oldukça iddialı bir yorumdur bence; çünkü aklıma kürk mantolu madonna gelir aşk romanlarında ( ya da novella size kalmış:) ). Muhtevayı tahlil etmek gerekirse yazarın cemile konusunda bihterimsi (aşk-ı memnu) bir duygusallığı kahramana yüklediği -kalbinin sesini dinle- olgusuyla hareket etmesine izn vermekte. Cemile, yazarın esas kahramanı gibi gözükse de bence esas kahraman kiçine balaydı. Bozkırdan fırlamış, Cemile'nin dolaylı cesaretlendirmesi sonucu bir şekilde bugününe gelmiş ve onun gözünden eser anlatılmıştır. Cemile-Danyar ilişkisi görece değerlendirilebilir. Hala kocası hayatta ve evli bir kadının başka bir adamla kaçması toplumsal ahlak anlayışına bağlı olarak değerlendirildiğinde ayıp ve utanılması gereken bir durum olarak karşımıza çıkıyor ki bunu yazar da zaten insanların gösterdiği tepki üzerinden ifade ediyor. Ama kiçine balanın üzerinden de olayı normalleştirilmesi belki de realist bağlamda bir kaygısının olduğunu hissettiriyor olabilir. Tekrar bkz. Halit Ziya-Aşk-ı Memnu. Son olarak eserin anlattığı bozkır tasviri, Kırgız kültürü ve bu kültürün sosyalizmle harmanlanması oldukça etkileyici bir biçimde işlenmiştir. İkinci memleketim olan ve hali hazırda yaşadığım Kırgızistan'ın bu etkileyici tasviri beni yeterince doyuma ulaştırdı. Tavsiyem okuyunuz :)
Cemile
CemileCengiz Aytmatov · Elips Kitap · 200532,2bin okunma
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.