Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

724 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Canım Selim! Nasıl çırpınmışsın bir yerlere tutunmak için...
Oğuz Atay
Oğuz Atay
, 1934 yılında Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde doğmuş, henüz hayatının baharında 43 yaşında İstanbul'da beyin tümörü nedeniyle hayata gözlerini yummuştur. Aslen inşaat mühendisi ve akademisyen olan yazar
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
ile 1970 yılında TRT tarafından düzenlenen Roman Ödülü'ne layık görülmüştür. Yazın hayatına devam eden yazara hâlâ nefes alabilirken verilen tek ödül bundan ibarettir. Şimdi bizi görüyorsa kitaplarını okuyan binlerce insanı ve adına düzenlenen ödülleri görüp mutlu oluyor mudur yoksa hayıflanıyor mudur? Kim bilir... Zaten birini veya bir şeyi kaybetmeden kıymet vermek, ölmeden değer vermek bizim toplumumuzda çok aşina olduğumuz mefhumlar değil. Ülkemizde en sık yarım bırakılan kitaplar listesinin başında elimizdeki kitap yer alıyor. Eğer bu kitabı düz bir roman olarak okuyacaksanız, sürükleyici bir eser bekliyorsanız, kelimeler sizi alıp götürsün istiyorsanız, popüler diye okuyayım diyorsanız, ortamlarda Olric ile ilgili alıntı yapayım diyorsanız zaten yarım bırakılması hiç şaşırtmaz. Ama edebî bir şölen istiyorsanız, hayata bir başkaldırı görmek istiyorsanız, aynı romanda birkaç farklı deneme(mektup, tiyatro, günlük, şarkı, otobiyografi, nesir) ile post- modern bir yazım dili görmek istiyorsanız, hepsinden öte ben iyi bir okurum diyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. Okumaya başlamadan önce kitap hakkında bir ön araştırma yapmanız, post-modern edebiyat nedir bilmeniz, yazarın etkilendiği yazarlardan özellikle Dostoyevski-Kafka-Goncarov'un eserlerini okumanız, içine gireceğiniz suyun derin olduğunu bilerek başlamanız önerilir. Gelelim kitaba 20.yüzyılın ikinci yarısı(sayfa 34'de geçen Turgut'un rüyası referans alınırsa 1962) bir gazeteciye gelen mektupla başlar romanımız. Selim Işık, genç yaşında arkasında mektup bırakarak "kendi isteğiyle dünyadan terk-i diyar etmiş, kafasına kurşun sıkmak suretiyle" intihar etmiştir. Onun en yakın arkadaşı Turgut Özben(nam-ı değer:Dragut) önce bu intiharı sindirmek sonra da sebeplerini araştırmak üzere yola çıkar ve biz okuyucular kitap boyunca bu yolculuğu okuruz. Turgut'a göre Selim Tutunamayan'dır, hatta "Tutunamayanların Prensi"dir. Peki kimdir bu tutunamayan? Yazarın tabirine göre, daha doğrusu Selim'in yazdığı şarkıya binaen yapılan açıklamalara göre sayfa 149'da: "Garip Yaratıklar Ansiklopesi'nde Tutunamayan (Disconnectus Erectus) şöyle tanımlanır: Beceriksiz ve korkak bir hayvandır. İnsan boyunda olanları bile vardır. İlk bakışta, dış görünüşüyle, insana benzer. Yalnız, pençeleri ve özellikle tırnakları çok zayıftır. Dik arazide, yokuş yukarı hiç tutunamaz. Yokuş aşağı, kayarak iner. (Bu arada sık sık düşer). Tüyleri yok denecek kadar azdır. Gözleri çok büyük olmakla birlikte, görme duygusu zayıftır. Bu nedenle tehlikeyi uzaktan göremez. İçgüdüleri tam gelişmemiştir. Kendilerini korumayı bilmezler. Hayvan terbiyecileri de tutunamayanlarla uzun süre uğraşmış ve bunları sirklerde çalıştırmak istemişlerdir. Fakat bu hayvanların, beceriksizlikleri nedeniyle hiçbir hüner öğrenemediklerini görünce vazgeçmişlerdir." Kitabımızdaki Selim Işık, tıpkı Disconnectus Erectuslar gibi hayata tutunmak için pençeleri zayıf, gözleri ileriyi göremeyen, ikili ilişkilerde hep verici taraf olan ama bir türlü başaramayan, ömrü boyunca tutunmaya çalışan ama sonunda başaramayan bir bireydir. Turgut için Selim: "Bilinçaltı karanlıklarına ittiği ve gerçekleşmesinden korktuğu kirli arzuları(sayfa 29), en sevdiği arkadaşı, üniversite sıralarında "Duraklar arası maç oyunu" oynadığı, hayali mahkeme kurup birbirlerine tiyatro ve otobiyografi yazdığı dostu idi. Turgut, Selim'in "Hayatının Koordinatları'nı" bilirse (sayfa 72: bir insanın nerede ve ne zaman ne yaptığı bilinirse, hangi olayda nasıl davranacağı ölçülebilir) intiharın sebebini bulabilirim diye düşünerek Selim'in arkadaşları ile konuşmak üzere Anadolu'ya hareket eder. Selim'in asker arkadaşı Süleyman Kargı ile buluşur. Bu bölümde sizi, sayfa 114-135 arasında geçen ve Selim hakkında otobiyografik veriler içeren enfes bir şarkılar bölümü karşılar. Şarkılar kısmı çok güzeldir ama sonrasında 110 sayfalık şarkılara açıklamalar kısmında biraz sıkılabilirsiniz. Yolculukta sayfa 276, bölüm 8'den itibaren yeni bir arkadaş bize eşlik eder: Turgut'un iç sesi, hayali arkadaşı, fikir danıştığı arkadaşı: Olric. Daha sonra yolculuğa devam eden Turgut, Selim'in sevgilisi Günseli ile karşılaşır. Ondan bize bölüm 14'ü oluşturan ve Selim tarafından kaleme alınan bir mektup hatıra kalır. Okuyucuların zorlandığı ama benim çok sevdiğim yaklaşık 77 sayfa noktalama işareti olmayan, Selim'in monologları ve iç hesaplaşmalarından oluşan bölüm. Kitabın geneline göre bu bölüm kolay okunuyor, gözünüzü korkutmasın. Aslında Selim hep tutunmaya çalışmış, özveride bulunmuş, arkadaşlıklar edinmiş, kendine düzen kurmaya çalışmış. Ama becerememiş ve en sonunda günlüklerinde yazdığı kendi tabiri ile "Eskiden, buhranlı gecelerimin sabahında, güneşin doğuşu beni sakinleştirirdi. Şimdi sıkıntı veriyor: yeni bir güne başlamanın sıkıntısını. Basma perdenin arasından giren ışınlar, yaşanacak uzun bir günü gözüme sokuyor." (Sayfa 597) ve "hayata atılmak gibi bir çılgınlığı nasıl yaptım? İnsanların dünyasına atılmayı nasıl göze aldım?"(sayfa 607) ile çok güzel özetlemiştir. En sonunda başlayan uyku problemleri ve iyileşmeyen hastalığı belli olan sonu hızlandırmıstır. Ve Turgut'un ifadesi ile "Canım Selim! Nasıl çırpınmışsın bir yere tutunmak için"...(sayfa 99) Sonrasında Turgut'un kendi istegi ile tutunamamayı seçmesi, Olric ile trenle yolculukları... Kim bilir belki hâlâ bir yerlerde tutunmaya çalışıyorlardır.. Yine yazarın sözleri ile bitirelim: "Siyah çerçeveli ciddi bir ilan: bu kitap ne ciddi kavgaların, ne büyük ve yaygın sıkıntıların, ne de ezilen insanların romanıdır; bu kitap, mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır. Sizlere hizmetten şeref duyan yayınevimiz iftiharla sunar: Tutunamayanlar. Belli başlı bütün kitapçılarda bulunur. Taşraya ödemeli gönderilir." (Sayfa 599) Kitap 26 temmuz 1970'de bitmiş ve ben tam 53 yıl sonra okumuşum, geç kalınmış bir tanışıklık. İyi ki okumuşum dediğim bir eser oldu. Yazarın 1972'de Pakize Kutlu'ya verdigi röportajda dediği gibi " Değerli ve dikkatli okuyucuların ilk bakışta yorucu görünen sayfalar arasında güçlük çekmeyeceğine güveniyorum." bir eser. Kalemine sağlık Oğuz Atay. Herkese keyifli okumalar.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,6bin okunma
··
868 görüntüleme
Çalıkuşu Habibe okurunun profil resmi
Bu incelemeniz burada kalmamalı bence. Daha çok okura ulaşmalı. Bir solukta okudum. Çok güzel irdelenmiş eser. Dikkatli bir okuma olmuş. Oğuz Atay da bir yerlerden okuyucusunun onu bulduğunu görüp mutlu olmuştur umarım. Yüreğinize sağlık. 👌👍👋👋👋
John Coffey okurunun profil resmi
Teşekkür ederim hocam🤗🌿 şimdilik burada anı biriktirmeye devam.
Cansın okurunun profil resmi
"İçine gireceğiniz suyun derin olduğunu bilerek başlamanız önerilir" derken bile çok şey anlattınız hocam. Daha önce hiç bir araştırma yapmadan Tutunamayanlar'ı okuyan ve pek keyif alamayan ben, eksikliğimin nerede olduğunu görmüş oldum. Bir sonraki okumam sayenizde daha bilinçli olacak 😊 Mükemmel bir inceleme olmuş, ellerinize sağlık. Muhteşem 👌👏👏🎉
John Coffey okurunun profil resmi
Eminim çok daha keyifli ve faydalı bir yeniden okuma olacaktır🌿 teşekkür ederim hocam📚😉
Abdullah Arı okurunun profil resmi
Çok güzel bir yorum olmuş hocam
John Coffey okurunun profil resmi
🤗🌿 keyifli okumalar hocam
Elif özen okurunun profil resmi
Her zaman ki gibi yine muazzam bir yorum 👌👌👏👏 Yüreğinize sağlık hocam☺️🥰🌿
John Coffey okurunun profil resmi
Teşekkür ederim hocam, siz de bitirdiniz, beraber okuduk keyifli oldu🌿
Hüseyin Emiral okurunun profil resmi
Öncelikle bu detaylı inceleme için teşekkür ederim. Yukarıda bahsettiğiniz, kitabı yarım bırakanlardan biri de benim :( hem de öyle böyle değil, yaklaşık on yıl kitabın yanına yaklaşmadım. Okuma grubumuzda okumaya başlatan arkadaşları görünce bir heves ben de başladım. Birinci bölümü büyük bir zevkle ama oldukça zorlanarak okudum ve neler kaçırdığımı üzülerek fark ettim. Şimdi ikinci bölümdeyim, akıyor. Gerçekten yukarıda belirttiğiniz gibi edebiyatın bir çok dalına ,akımına ve eserine göndermeler var. Bunlara da bir bakayım dediğnizde de hem okuma güçleşiyor, kopuyor hem de zaman alıyor. Ama bu kez bitireceğim, inananıyorum.
John Coffey okurunun profil resmi
Bitirirsiniz Hüseyin hocam, güveniyorum size🤝 keyifli okumalar simdiden
Mona Rosa okurunun profil resmi
Çok güzel olmuş hakikaten. Emeğinize sağlık. 👍👏👏👏
John Coffey okurunun profil resmi
Teşekkür ederim hocam🌿
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.