Çünkü Baba iki-üç akşamda bir karşısına oturtup, "Anlat bakalım Aziz can, ne oldu, ne gördün, önceden ne gördüydün, sen kimin nesisin, burada ne yapıyorsun, anlat. Kendini tanıyor musun, kendini uyduruyormusun, inşa mi ediyorsun, adamına göre hikâye mi yazıyorsun, keyfin yerindeyken daha iyi biri değilken perişan mısın, keyfin kim, keyfin senin neyin oluyor, efendin mi, seni keyfin hatta keyfinin kâhyası mı şekillendiriyor, salağın biri seni beğenirse sen de kendini hatta onu beğeniyor musun, anlat bakalım, neler oluyor," diyordu.