Sen bu satırları okurken ben
çoktan uzaklaşmış olurum aşkının gölgesinden desem ne afili veda olur eşlikte ucuz bir kurşun desem ne vurucu olur kitaplara bile geçer lakin benim ruhum köpek!
kokunun izin verdiği kadar uzaklaşabilirim yani bir yere gidemem
sen bu satırları okurken ben
en fazla bir yerlerde oturur rakı içerim
sen etrafındakilerle eğlenirken
Sen bu satırları okurken ben
muhtemelen hiç okumazsın gibi geniş geniş takılırım çünkü beş çocuklu evde ve
elli çocuklu sınıflarda büyüdüm
ezelden beridir ne kadar bağırırsam bağırayım
sesim pek duyulmaz
o yüzden sen bu satırları okurken kesin
komik durumlara düşeriz ahali bizimle eğlenir
içimi dışıma çıkarırcasına kusarken aşkından
soylu veda lafları ederim çok gülersin
vakur ve asil sloganlar atarım çok acaip
sen bu satırları okurken ben
bir köşeye sığınmış kederli bir kedi bulup
ona senden bahsediyor olurum ruhun bile duymaz
Sen bu satırları okurken ben
çoktan başka şiirlerde kafiye kovalarım
ve bu esnada kulaklarımda bana ettiğin son küfür “olmüş bir süvarisin atın hala koşuyor”
Sen bu satırları okurken ben
içinde kentin uğultusu sarmal yalnızlık umarsız ağrılar falan geçen
bitimsiz düş görücülerin zamansız yitimi falan geçen
saçma sapan şiirler yazmaya koyulurum
sen bu satırları okurken ben çok üzgünüm ama
sen bu satırları okurken ben
derin bir utançla saçlarımı yolar dururum